NEKTAR - Turkce'ya çeviri

nektarı
nektarın
nektarını

Nektar Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ja.- Lieblicher Nektar.
Pekala. Tatlı nektar.
Pferdefliegenmännchen sind Pflanzenfresser und bevorzugen, nur Pflanzensaft und Nektar zu essen.
At sinekleri erkeklerde otçullardır ve sadece bitki özü ve nektarı yemeyi tercih ederler.
Um den Zauber zu binden, brauchen wir den Nektar der Leviathanblüte.
Büyüyü yapabilmek için Leviathan çiçek özünden nektar almanız gerek.
Einst versuchte ein mächtiger Krieger, den Goldenen Nektar für seine bösen Zwecke zu stehlen.
Bir keresinde çok güçlü bir savaşçı Altın Nektarı kötü emelleri için çalmaya çalıştı.
Unbegrenzter Nektar.
Sınırsız Nektar.
diese Blüte, ich hol mir den Nektar und dann hau ich ab.
onun çiçeği için ordaydım, Nektarı alıp gidecektim.
Denn die weißen kleinen Blüten der Melisse sind voller Nektar.
Küçük beyaz çiçekleri ise nektar doludur.
Nektar aus sechs Blüten und sieben Gräsern.
Altı çiçek ve yedi otun nektarı.
Und der Zunge des Geliebten kühlen Nektar anbieten?
Ve sevgili diline serin nektar teklif?
Süßer Nektar des Lebens.
Tatlı hayat nektarı.
Arbeiterin beim Sammeln von Pollen und Nektar.
İşçi arıların polen ve nektar toplamaları.
Der Nektar der arbeitenden Bevölkerung.
Çalışan adamın nektarı.
So sammeln die Bienen Nektar von ganz verschiedenen Pflanzen.
Bu sayede arılar çeşitli bitkilerden nektar toplayabilir.
Sammelt Nektar, meine kleinen Drohnen, und macht Honig. Honig für eure Kinder.
Toplayın nektarları, benim küçük işçi arılarım… ve bal yapın-- çocuklarınız için bal.
Sieh dir diesen Nektar genauer an.
Şu nektara bir bak.
Sie sagen etwa:"Ich habe Nektar, willst du kommen und ihn Dir holen?
Diyebilirler ki,'' Biraz nektarım var. Gelip almak ister misin?
Wir haben keinen Nektar mehr und wir brauchen eine neue Quelle.
Hiç nektarımız kalmadı, ve yeni bir kaynağa ihtiyacımız var.
Wo also sind diese süßen Nektar und schönen Blumen?
Peki, bu tatlı nektarlar ve güzel çiçekler nerede?
In dieser riesigen Welt gibt es Millionen von Blumen und Pflanzen, um Nektar und Pollen zu sammeln.
Bu koca dünyada nektarları ve polenleri toplanacak milyonlarca çiçek ve bitki var.
Der riecht noch fieser als der Nektar.
Ugh! Et nektarından daha kötü kokuyor.
Sonuçlar: 148, Zaman: 0.0199

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce