ORANGEN - Turkce'ya çeviri

portakal
orange
orangensaft
orangefarbenen
apfelsine
oranje
o-saft
orangenschalen
turuncu
orange
orangenen
orangefarbenen
der orangenen
portakallar
orange
orangensaft
orangefarbenen
apfelsine
oranje
o-saft
orangenschalen
portakalları
orange
orangensaft
orangefarbenen
apfelsine
oranje
o-saft
orangenschalen
portakalı
orange
orangensaft
orangefarbenen
apfelsine
oranje
o-saft
orangenschalen
turunç
orangen
orange
von oranien

Orangen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Dann bekommt Mather die Orangen.
Öyleyse, portakalı Mather alabilir.
Und sie haben Orangen.
Ich danke für die Orangen, Meister Chung.
Portakallar için teşekkürler, Usta Ng.
Diese orangen dort sind am kräftigsten.
Bu turuncu olanlar en etkileyici.
Orangen, Äpfel, sehen Sie?
Portakal, elma, görüyor musunuz?
Orangen, Äpfel, sehen Sie?
Portakallar, elmalar, gördün mü?
Du magst Orangen.
Portakalı seversin.
Israelische Orangen sind die besten der Welt.
İsrail portakalları dünyanın en iyisidir.
Seth wird vielleicht nen orangen Overall anhaben.
Tabi turuncu tulum giymiş olabilecek Seth dışında.
Also wie? Wir zählen Orangen, Birnen.
Nasıl yapıyoruz? Portakal, armut sayıyoruz.
In der Tat essen Amerikaner mehr Bananen als Äpfel und Orangen zusammen.
Bugünümüzde Amerikanlar elma ve portakalı birleşiminden fazla muz yiyorlar.
Also entscheide ich mich, die Orangen in den Wagen zu heben.
Bu yüzden, portakalları arabaya kaldırmaya karar verdim.
Orangen haben 10 verschiedene Farbvariationen.
Portakallar 10 farklı renk varyasyonu var.
Alle Akten mit orangen Streifen verbrennen!
Turuncu çizgili tüm dosyaları yaktıklarından emin ol!
Sie mag Orangen.
Portakal seviyor.
Kleine Orangen aus Reis. Oder?
Küçük pirinç portakalı.'' Değil mi?
Ich schätze, sie haben alle lokalen Orangen nach New York verschifft.
Sanırım tüm yerel portakalları New Yorka gönderdiler.
Es gibt lächelnde Orangen und Äpfel.
Gülen portakallar ve elmaların var.
Was ist los mit den Leuten unter der orangen Sonne?
Turuncu güneşin altındaki insanların sorunu nedir?
Mandarinen statt Orangen.
Portakal yerine mandalin.
Sonuçlar: 369, Zaman: 0.105

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce