OXIDATIVEN - Turkce'ya çeviri

oksidatif
oxidativen
oxydierenden

Oxidativen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Der Verzehr von chlorophyllhaltigen Lebensmitteln kann oxidativen Stress und Leberschäden wirksam reduzieren.
Klorofil içeren gıdalar yemek de oksidatif stres ve karaciğer hasarını azaltmak için yararlı olabilir.
Diese helfen dir, dich gegen oxidativen Stress und Virusinfektionen zu schützen.
Bunlar oksidatif strese ve viral enfeksiyonlara karşı korunmanıza yardımcı olur.
Antioxidantien reiche Äpfel können helfen, Ihre Lungen vor oxidativen Schäden zu schützen.
Antioksidan zengini elmalar akciğerlerinizi oksidatif hasarlardan korumaya yardımcı olabilir.
Einerseits reduziert L-Carnitin die oxidativen Schäden im Körper von Stickstoffmonoxid(NO).
Birincisi, L-karnitin, vücudun nitrik oksitinden( NO) kaynaklanan oksidatif hasarını azaltır.
Wenn dies weiter passiert, beginnt es einen Prozess namens oxidativen Stress.
Bu durum sürekli olursa, oksidatif stres adı verilen bir süreç başlar.
Unsere Analyse hat möglicherweise einen möglichen Kandidaten identifiziert:„oxidativen Stress“.
Analizimiz olası bir aday tespit etmiş olabilir:“ oksidatif stres”.
Blattgrünes Gemüse kann auch Ihre Leber vor oxidativen Schäden und anderen Krankheiten schützen.
Yapraklı yeşil sebzeler, karaciğeri oksidatif hasarlardan ve diğer hastalıklardan koruyabilir.
Die Tests deuten oxidativen Stress an, Vitamin-D-Mangel, Reizung der oberen Atemwege.
Ayrıca oksidatif stres, D vitamin eksikliği var ve üst solunum yolu da tahriş olmuş.
Goldkomplexe sind giftig und lösen in C. metallidurans unter anderem oxidativen Stress aus.
Altın kompleksleri zehirlidir ve C. metallidurans bakterisinde oksidatif strese neden oluyorlar.
Die Wirkung des Medikaments beruht auf seiner Fähigkeit, an oxidativen Prozessen teilzunehmen.
Ilacın eylemi, oksidatif süreçlere katılma yeteneğine dayanmaktadır.
Dies wurde wahrscheinlich durch eine Verringerung des oxidativen Stresses verursacht(32).
Bu büyük olasılıkla oksidatif stresin azalmasından kaynaklanmıştır( 32 Güvenilir Kaynak).
Blattgrünes Gemüse kann auch Ihre Leber vor oxidativen Schäden und anderen Krankheiten schützen.
Yapraklı yeşil sebzeler karaciğerinizi oksidatif hasardan ve diğer hastalıklardan da koruyabilir.
Evidenzgrad 2+ Postprandiale Hyperglykämie verursacht oxidativen Stress, Inflammation
Düzey 2+ Öğün sonrası hiperglisemi oksidatif stres, inflamasyon
Blattgrünes Gemüse kann auch Ihre Leber vor oxidativen Schäden und anderen Krankheiten schützen.
Yeşil yapraklı sebzeler, karaciğerinizi oksidatif hasara ve diğer hastalıklara karşı koruyabilir.
Die Polyphenole in Walnüssen können helfen, diesen oxidativen Stress und Entzündungen zu bekämpfen.
Cevizdeki polifenoller bu oksidatif stres ve iltihapla savaşmaya yardımcı olabilir.
Schäden durch die Sonne sind für den oxidativen Stress in unserem Körper verantwortlich.
Güneşten gelen hasar, vücudumuzdaki oksidatif stresin çoğundan sorumludur.
Er enthält Schwefelverbindungen, die vor oxidativen Schäden und sogar vor hohem Cholesterinspiegel schützen.
Oksidatif hasar ve hatta yüksek kolesterole karşı koruma sağlayan kükürt bileşikleri içerir.
Der hauptsächliche positive Effekt wird genau aufgrund der starken oxidativen Eigenschaften dieses Produkts erzielt.
Ana pozitif etki tam olarak bu ürünün güçlü oksidatif özelliklerinden dolayı elde edilir.
Atmosphärische(20%) Sauerstoff verkürzt Lebensdauer der Kulturen und den oxidativen Stress.
Atmosferik(% 20) oksijen, ömrünü kültürler ve artar oksidatif stres kısaltır.
Es soll auch die Körperzellen vor oxidativen Stress zu schützen
Bu da vücut hücrelerinin oksidatif stresten korumak
Sonuçlar: 109, Zaman: 0.0227

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce