PROVOZIEREN - Turkce'ya çeviri

• kışkırtmak
• provoke
• neden
• kızdırmaya
• tahrik
• kışkırtabilir
• kışkırtmaya
• kışkırttınız
• provokasyon yapmak

Provozieren Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wenn Farben emotionale Bindungen halten und viszerale Reaktionen provozieren.
Renkler Duygusal Bağları Tutup Visseral Tepkimelere Neden Olduğunda.

Sie könnte sogar eine Leiche provozieren, sich umzudrehen!
Arkaya dönmesi için bir cesedi bile tahrik edebilir!

Wir müssen ihn weiter provozieren.
Onu kışkırtmaya devam etmeliyiz.

Hormonelle Veränderungen in Ihrem Körper kann provozieren oder Akne verschlimmern.
Vücudunuzdaki hormonal değişiklikler akneleri kışkırtabilir veya kötüleştirebilir.

Weißt du, was"provozieren" bedeutet?
Kışkırtmak'' ne demek biliyor musun?

Sie lassen sich sehr schnell provozieren.
Çok çabuk provoke oluyorsunuz.

Intensive körperliche Anstrengung, einschließlich Geschlechtsverkehr können Migräne provozieren.
Cinsel aktivite de dahil olmak üzere yoğun fiziksel egzersiz, migrene neden olabilir.

Er wollte dich provozieren, Barry.
Seni kışkırtmaya çalışmış Bar.

Aber warum provozieren Sie sie wegen etwas Wertlosem?
Fakat neden onları değeri kalmamış bir şey için kışkırttınız?

Seine Giftstoffe können die Entwicklung von Krankheiten vergiften und provozieren.
Toksinleri hastalıkların gelişimini zehirleyebilir ve kışkırtabilir.

Ich wollte Dich provozieren.
Seni kışkırtmak istiyordum.

der Charge identifizieren Entwickler die Hauptliste der Nebenwirkungen, die das Medikament provozieren kann.
geliştiriciler ilacın provoke edebileceği yan etkilerin ana listesini tanımlar.

unbequeme Situationen provozieren.
istenmeyen durumlara neden olabiliriz.

muss er ihn nicht zu Sprüngen provozieren.
onu atlamaya kışkırtmaya gerek yok.

Doch vielleicht wünschten Sie sich selbst den Kriegseintritt der Sowjetunion und wollten diesen provozieren?
Ama belki siz de, Sovyetlerin savaşa girmesini istiyordunuz ve bunu kışkırttınız?

kann einen Kampf provozieren.
bir dövüşü kışkırtabilir.

Warum soll ich ihn provozieren?
Neden onu kışkırtmak isteyeyim?

Es gibt viele Faktoren, die ihr Aussehen provozieren können.
Çeşitli faktörler onun görünümünü provoke edebilir.

Ihr Eintritt in den menschlichen Körper kann die Entwicklung von Krankheiten provozieren.
İnsan vücuduna girmeleri hastalıkların gelişmesine neden olabilir.

Vielleicht wünschten Sie sich ebenfalls eine Kriegserklärung der Sowjetunion und wollten diese provozieren?
Ama belki siz de, Sovyetlerin savaşa girmesini istiyordunuz ve bunu kışkırttınız?