STRAHLT - Turkce'ya çeviri

parlıyor
glänzen
yayar
strahlt
verbreiten
emittiert
sendet
verteilt
ausbreitet
parlak
hell
glänzend
leuchtend
strahlend
bright
glanz
brilliant
rosig
brillante
grelle
ışık
licht
light
beleuchtung
leuchten
ışıltılı
glanz
funkeln
licht
glitzern
strahlen
schimmer
yayıyor
verbreitet
sendet
emittiert
strahlt
ausbreitet

Strahlt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Vom Himmel strahlt der Mond so klar.
Gök yüzünde, ay gibi parlak.
Über unserer Heimat strahlt die Sonne'', op.
Yurdumuzun Üzerinde Güneş Parlıyor”, op.
Ebenso strahlt jede Seele Strahlen des Geistes aus, die uns Leben bringen, wenn wir sie anschauen.
Aynı şekilde, her ruh onlara baktığımızda bize hayat veren ruh ışınları yayar.
Heute morgen strahlt die Sonne.
Bu sabah güneş parlıyor.
Er strahlt fast 14.000 mal heller als unsere Sonne!
O bizim güneşten daha yaklaşık 14.000 kat daha parlak yayar!
Der Mercedes-Stern strahlt.
Mercedes Yıldızı Parlıyor.
Ihre starke außergewöhnliche Persönlichkeit strahlt Wellen der magnetischen Energie wird fast körperlich zu spüren.
Onların güçlü olağanüstü kişilik manyetik enerjinin dalgalar neredeyse fiziksel olarak hissedilir yayar.
Die Farbe strahlt noch heute wie am ersten Tag.
Rengi hala ilk günkü gibi, parlıyor.
Stellen Sie sich eine zweite Sonne vor, die wie ein Diamant vom Himmel strahlt.
Gökyüzünde bir elmas gibi parlayan ikinci bir güneş hayal edin.
Strahlt weiter euer prächtiges Licht aus!
Muhteşem Işığınızı parıldatmaya devam edin!
Seine Kraft strahlt auf dich hinab.
Gücünü senin üzerine parlatıyor.
Wenn Big Ben in der Mittagssonne strahlt.
Big Ben 24.00da parlarken.
Im Untergrund von Hamburg strahlt bald das hellste Röntgenlicht der Welt: XFEL ist startklar.
Yakında Hamburgda yer altında dünyanın en kuvvetli röntgen ışığı parlayacak: XFEL starta hazır.
Spezieller Laminatreiniger sorgt dafür, dass Ihr Laminat Fußboden auch nach Jahren noch strahlt.
Özel laminat temizleme maddesi laminat zemininizin yıllar sonra bile hala parlamasını sağlar.
Ist sie der Mond, der am Tage scheint, oder die Sonne, die in der Nacht strahlt?
Gündüz yükselen ay ya da gece ışıldayan güneş değil miydi o?
in diesem Zwielicht das Licht der Lampe strahlt und Details ausgeblendet.
lamba ışık yayar ve ayrıntılarını gizler.
Eine LED auf der Rückseite deines Polar Geräts strahlt konstant auf deine Haut.
Polar cihazınızın arkasında yer alan bir LED, sürekli cildinize ışık tutar.
Und nun wo das Abendlicht am Himmel strahlt~.
Üstümüzdeki gökyüzünü yaydığında Ve şimdi Gecenin karanlığı.
Ist es nicht eine Wonne, wie sie strahlt?
Göz kamaştırıyor resmen, değil mi?
Sag mal, bist du… Strahlt sie nicht?
Gözleri parıIdıyor, değil mi?
Sonuçlar: 96, Zaman: 0.093

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce