UNABDINGBAR - Turkce'ya çeviri

• önemlidir
• gereklidir
• vazgeçilmezdir
• kaçınılmazdır
• şarttır
• zorunlu
• önemli
• gerekli
• vazgeçilmez
• kaçınılmaz

Unabdingbar Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wie bei allen Qualitätsmanagementsystemen ist eine kontinuierliche Verbesserung des Systems unabdingbar.
Tüm kalite yönetim sistemlerinde olduğu gibi, sistemin sürekli iyileştirilmesi şarttır.

dieser Vorgang ist unabdingbar.
bu işlem vazgeçilmezdir.

Die Öffnung gegenüber dieser Gesellschaft ist für die Eingliederung unabdingbar.
Bu topluma yönelik açılım entegrasyon için kaçınılmazdır.

Das Lesen von Literatur ist deshalb unabdingbar.
O nedenle edebiyat okumak önemlidir.

Wach zu bleiben, ist unabdingbar.
Uyanık kalmak bayağı gerekli.

Eine solide Verwaltung des Kapitals ist unabdingbar.
Paranın güvenilir ve etkin yönetimi çok önemli.

Starke Beine sind ebenfalls unabdingbar für eine gute Haltung.
Aynı zamanda güçlü bacaklar, iyi duruş için gereklidir.

daher ist die Beendigung der Wachstumsphase unabdingbar.
bu sebeple gelişimin tamamlanmış olması şarttır.

Das Tragen von schwarzen Sonnenbrillen ist in der modernen Zeit unabdingbar.
Modern çağda siyah güneş gözlüğü takmak çok önemlidir.

Grenzen sind unabdingbar.
Sınırlarınız çok önemli.

Dies macht einen guten Passwortmanager unabdingbar.
İyi bir şifre yöneticisini gerekli kılan da budur.

wird ein zusätzlicher Generator unabdingbar.
ek bir jeneratör vazgeçilmez hale gelir.

Eine liebevolle Weihnachtstischdeko ist fürs Zusammenfeiern am Fest der Liebe einfach unabdingbar.
Sevgi şöleninde bir kutlama için sevgi dolu bir Noel masa dekorasyonu basitçe gereklidir.

Unabhängig von der Größe Ihres Aquariums ist eine ordnungsgemäße Filtration für die Gesundheit Ihrer Fische unabdingbar.
Akvaryumunuzun büyüklüğü ne olursa olsun, balıklarınızın sağlığı için uygun filtrelemenin sağlanması şarttır.

Ihr habt bereits doch abgeleugnet, so wird es(das Vergelten) unabdingbar sein.
Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık( bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır.

Die Regelmäßigkeit der Sprachrehabilitation scheint für eine gute Prognose unabdingbar.
Dil rehabilitasyonunun düzenliliği iyi bir prognoz için çok önemli görünmektedir.

Guantanamo ist für die Sicherheit Amerikas nicht unabdingbar.
Guantanamo Amerikanın güvenliği için gerekli değil.

Wir haben uns aufgrund unserer Expertise die Unabhängigkeit erarbeitet, die für eine neutrale Beratung unabdingbar ist.
Uzmanlığımıza dayanarak, tarafsız bir danışmanlık için vazgeçilmez olan bağımsızlığı kazanmış durumdayız.

Es ist aber unabdingbar, dass die Eltern mit ihrem Kind schon von Geburt an möglichst viel sprechen.
Ancak ebeveynlerin doğumdan itibaren çocuklarıyla olabildiğince çok konuşmaları gereklidir.

Anlagefonds sind hier unabdingbar.
Yatırım fonları burada çok önemli.