VERSTÄRKT - Turkce'ya çeviri

• artırır
• artırıyor
• takviye
• güçlendirir
• arttırır
• artırdı
• pekiştiriyor
• daha fazla
• yükseltir
• yoğunlaştırıyor
• geliştirir

Verstärkt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Es verbraucht einige Ressourcen des PC und verstärkt Aufgabe der CPU.
PC bazı kaynaklarını tüketir ve CPU görev güçlendirir.

Das verstärkt unerwünschtes Verhalten.
Bu durum istenmeyen davranışları arttırır.

Aloe verstärkt nur die Wirkung von Antibiotika bei Prostatitis, ersetzt diese jedoch nicht vollständig.
Aloe sadece antibiyotiklerin prostatit üzerindeki etkisini artırır, ancak bunların yerini tamamen almaz.

Dein Vater ist frei. Bobby verstärkt die Sicherheit.
Babanın hapisten çıkmasıyla, Bobby çiftlikteki güvenliği artırdı.

Technologie verstärkt die Ungleichheit.
Teknoloji de eşitsizlikleri artırıyor.

Camila Cabello verstärkt die Gerüchte über seine Beziehung.
Camila Cabello ilişkisinin söylentilerini pekiştiriyor.

Es sei an der Zeit, dass auch von der internationalen Staatengemeinschaft die Anstrengungen verstärkt würden.
Uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesinin zamanı geldi.

Boom wird verstärkt, um Stärke zu erhöhen und Flex zu beseitigen.
Boom gücünü artırmak için takviye edilmiştir ve flex ortadan kaldırmak.

Auch die moderne Lichttechnik mit dem LED Intelligent Light System verstärkt diesen Eindruck.
Gelişmiş aydınlatma teknolojisi, LED Akıllı ışık Sistemi ile birlikte bu izlenimi güçlendirir.

körperliche Aktivität verstärkt diesen Effekt.
fiziksel aktivite bu etkiyi arttırır.

Der Satellit fängt das Signal auf, verstärkt es und schickt es zurück auf die Erde.
Yani sinyali alır, yükseltir ve tekrar yeryüzüne geri gönderir.

Cognac verstärkt die Wirkung anderer Komponenten, es wirkt selbst feuchtigkeitsspendend und stärkend.
Konyak diğer bileşenlerin etkisini artırır, kendisi nemlendirici ve güçlendirme etkisine sahiptir.

LinkedIn verstärkt Sicherheitsvorkehrungen.
LinkedIn Güvenlik Önlemlerini Artırıyor.

Und Tschechien verstärkt die Bewachung seiner Grenzen.
Çek Cumhuriyeti de sınırlarındaki güvenliği artırdı.

Viele Länder versuchten, verstärkt gepanzerte Fahrzeuge herzustellen.
Birçok ülke daha fazla zırhlı araba üretmeyi denedi.

12.000 Mann frischer Truppen aus Syrien verstärkt werden.
12.000[ sayfa 184] taze kıtalarla takviye edileceklerdir.

Verstärkt die Wirkung aller anderen Steine.
Diğer taşların etkilerini güçlendirir.

Denen aber, die rechtgeleitet sind, verstärkt Er die Führung und verleiht ihnen Got tesfürchtigkeit.
Doğru yolu bulanların ise hidayetini arttırır ve onların erdemli olmalarını sağlar.

Ich glaube, das Essen im Dunklen verstärkt die Sinne.
Bence karanlıkta yemek çok büyük ihtimalle duyuları artırır.

Russland verstärkt seine militärische Präsenz.
Rusya askeri varlığını artırıyor.