ARRAY - Turkce'ya çeviri

[ə'rei]
[ə'rei]
istasyon
station
array
firehouse
depot
array
dizisi
series
show
knee
drama
sequence
number
set
array
string
soaps
sırası
turn
row
now
line
of the ordinary
rank
as well
time
next
well
dizilimi
sequence
array
alignment
formation
dizi
knee
kneel
bow
kneecaps
düzeneği
device
arrays
machinery
mechanism
rig
set
sistemi
system
grid
tertibatı
gear
apparatus
setup
dizisini
series
show
knee
drama
sequence
number
set
array
string
soaps
dizisine
series
show
knee
drama
sequence
number
set
array
string
soaps
sırasını
turn
row
now
line
of the ordinary
rank
as well
time
next
well
diziyi
series
show
knee
drama
sequence
number
set
array
string
soaps
dizilimini
sequence
array
alignment
formation
dizilim
sequence
array
alignment
formation
düzeneğini
device
arrays
machinery
mechanism
rig
set
i̇stasyonu
station
array
firehouse
depot
sıralanmış
turn
row
now
line
of the ordinary
rank
as well
time
next
well
dizimiz
knee
kneel
bow
kneecaps
sistemini
system
grid
sıralarını
turn
row
now
line
of the ordinary
rank
as well
time
next
well
istasyonunu
station
array
firehouse
depot
dizinin
knee
kneel
bow
kneecaps
düzeneğiydi
device
arrays
machinery
mechanism
rig
set
istasyona
station
array
firehouse
depot
sistemleri
system
grid

Array Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Did you know Summer huffed a K-Zax Array?
Summerın K-Zax Array soluduğunu biliyor muydunuz?
Optical processors, imaging array-- they all check out, Doctor.
Optik işlemciler, görüntüleme sırası-- hepsi kontrol edildi, Doktor.
Y values array.
Value dizi.
Jane Harrington developed an identical solar beam array to power our new security system.
Jane Harrington yeni güvenlik sistemimizi güçlendirmek için, benzer bir güneş direği tertibatı geliştirdi.
What about on that… that Array?
Peki ya… o istasyon ne durumda?
It appears I have an Idiot's Array.
Görünüşe göre elimde bir Ahmak Dizilimi var.
Like this. I checked the Array, there's nothing.
Sistemi kontrol ettim, hiçbir şey yok. Bunun gibi.
Must have been knocked out by the bugs. The transporter array on that side.
O taraftaki aktarma düzeneği böcekler tarafından devre dışı bırakılmış olmalı.
It's a high-resolution gravimetric sensor array.
Bu, yüksek çözünürlüklü çekimsel sensör sırası.
Data array.
Veri dizi.
The QXGA, or Quad Extended Graphics Array, display standard is a resolution standard in display technology.
QXGA veya Quad eXtended Graphics Array bir çözünürlük standardıdır.
What about on that Array?
Peki ya… o istasyon ne durumda?
The starboard emitter array is losing power.
Bir dakika. Sancak tarafındaki yayıcı dizilimi güç kaybediyor.
I'm just helping this bright young lady adjust a sensor array.
Sensör dizisini ayarlamak için bu zeki genç hanıma yardım ediyorum yalnızca.
The antenna array is completely fried.
Anten düzeneği tamamen bitik.
Value array.
Value dizi.
Long-range communications, lateral sensor array and aft shields are off-line.
Uzun mesafe iletişim, yanal sensör sırası ve kıç kalkanları çalışmıyor.
That's a motion-activated photon defense array.
Hareket algılayan, foton savunma sistemi.
Time-stream array?
Zaman akışı dizilimi?
We can't let her finish the sensor array.
Sensör dizisini bitirmesine izin veremeyiz.
Sonuçlar: 396, Zaman: 0.2046

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce