You can't go in there Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You can't go in there, your green top.
İçeri giremezsiniz, üzerine yeşil giymişsin.Lady, stop. You can't go in there.
Giremezsiniz oraya. Hanfendi, durun.Mr. McNulty, sir, you can't go in there.
Bay McNulty, efendim, içeriye giremezsiniz.You can't go in there with liquids and gels.
Çantada sıvı veya jel var mı? Varsa içeri giremezsin.You can't go in there now, it's a hospital.
Oraya giremezsiniz, burası bir hastane.Wait, you can't go in there. My sister's sleeping in there. .
You can't go in there.
İçeri giremezsiniz. İçeri Mr. Ramse, you can't go in there! Oh, yeah.
Oh, yeah.- Mr. Ramse, you can't go in there!
Bay Ramse, oraya gidemezsin!- Evet!You can't go in there.
Oraya giremezsin. Geri git.You can't go in there!
İçeri giremezsiniz bilmiyor musunuz?You can't go in there! Sir,
Oraya giremezsin! Bayım,Sir, why are you following me? You can't go in there!
Oraya giremezsin! Bayım, beni neden takip ediyorsunuz?You can't go in there, boy! Hey!
Hey! Oraya giremezsin delikanlı!You can't go in there, boy! Hey!
Oraya giremezsin delikanlı! Hey!You can't go in there, citizen! Doctor? Doctor!
Doktor? Doktor! Oraya giremezsin, yurttaş!Doctor! You can't go in there, citizen! Doctor?
Oraya giremezsin, yurttaş! Doktor! Doktor?Doctor! You can't go in there, citizen! Doctor?
Doktor? Doktor! Oraya giremezsin, yurttaş!You can't go in there, citizen! Doctor? Doctor!
Oraya giremezsin, yurttaş! Doktor! Doktor?You can't go in there, sir.
Efendim… Oraya… Oraya giremezsiniz.
