ÜRETICI - Almanca'ya çeviri

• Hersteller
• Produzenten
• Herausgeber
• produzierende
• produktiven
• Erzeuger
• Produzent
• Herstellern
• produzierenden
• Herstellers
• produktiv

Üretici Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Üretici Tenorshare.
Herausgeber Tenorshare.

Ancak üretici bulmak kolay olmuyor.
Es ist nicht einfach, Produzenten zu finden.

Üretici: Frescobaldi.
Erzeuger: Frescobaldi.

Üretici sevgi kavramı,
Der Begriff der produktiven Liebe unterscheidet sich grundlegend von dem,

Bu nedenle, her üretici“ İsviçre” yi,
Daher kann jeder Produzent"Swiss" als Hinweis auf die Quelle verwenden,

Birkaç üretici arasında seçim yapılması durumunda, Çin ürünlerini tercih etmeyin.
Wenn Sie sich zwischen mehreren Herstellern entscheiden, bevorzugen Sie keine chinesischen Produkte.

Üretici IVT.
Hersteller IVT.

Üretici: Game Factory.
Herausgeber: Game Factory.

Birçok yeni üretici onlara rehberlik yeni oyuncaklar yaratmak.
Viele neue Produzenten zu schaffen neues Spielzeug auf sie geführt.

Üretici ve tüketiciler için bilgi ürünlerinin kopyaları ücretsizdir.
Kopien von Informationsprodukten für Erzeuger und Verbraucher sind kostenlos.

Üretici firma, parazitleri öldürme arzusu
Die produzierende Firma stellte Herbal Tea her,

Bilmek'' ise fonksiyoneldir ve üretici düşünce sürecinin bir parçasıdır.
Wissen im Sinn von„ich weiß“ ist funktional und Teil des produktiven Denkprozesses.

Üretici sınıfın bağımsızlığı, bütün insanlığın kurtarılması,
Die Unabhängigkeit der produzierenden Klasse bedeutet die Befreinung der ganzen Menschen

Üretici Bulunamadı.
Produzent nicht gefunden.

Hangi üretici ile ne konuşmuşlar?
Mit welchen Herstellern sprechen Sie?

Üretici Winaero.
Hersteller Winaero.

Üretici, bekleyedursun.
Herstellers- zu warten.

Üretici MediaCodec.
Herausgeber MediaCodec.

İki üretici, Aviciinin ölümü sırasında kendilerine göre% 80 hazır olan pist hakkında konuşuyor.
Zwei Produzenten sprechen über den Track, der zum Zeitpunkt von Aviciis Tod zu 80% fertig war.

Onun gibi birçok üretici fındıklarının nerede biteceğini bilmiyor.
Viele Erzeuger wüssten nicht, wo ihre Nüsse am Ende landeten.