ABEDIN - Almanca'ya çeviri

Abed
abede
Abeds
abedin

Abedin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Abedin Noelde nasıl bir çöküntü yaşadığını hatırlıyor musunuz?
Erinnert ihr euch an Abed seinen Mentalen Zusammenbruch an Weihnachten?
Abedin yanında o kelimeyi kullanma.
Sag sowas nicht, wenn Abed da ist.
Abedin yeni bir favori dizisi var Jeff.
Abed hat eine neue Lieblingsserie, Jeff.
Abedin canlandırdığı siyah polis şefi karakteri haklıydı.
Diesen Afro-Amerikanische Polizeichef, den Abed gespielt hat, hatte recht.
Abedin nesi var?
Was ist mit Abed los?
Ne zamandan beri Abedin bu kadar çok yardıma ihtiyacı var?
Seit wann benötigt Abend dieses verrückte Maß an Hilfe?
Abedin babasının resmi.
Also den Vater von Abed.
Abedin bir çizimi… Etrafında kalpler var.
Das ist eine Zeichnung von Abed und… lauter Herzchen.
Bayan Abedin, Obama yönetiminin Müslüman Kardeşler cemaatiyle bağlantılı olan tek üyesi değil.
Frau Abedin ist nicht das einzige mit der Muslimbruderschaft verbundene Mitglied der Obama-Regierung.
Abedin seçtiği restoran hiç onun tarzı değildi.
Das Restaurant, was Abend ausgesucht hat, war so gar nicht sein Stil.
İçeri girince Abedin yüzünün ne hal alacağını hayal edebiliyor musunuz?
Kannst du dir den Gesichtsausdruck von Abed vorstellen, wenn er rein kommt?
Abedin gerçekten güzel hediyesi nerede biliyor musunuz?
Wisst ihr Jungs, wo das wirklich coole Geschenk für Abed ist?
Jennienin beyaz erkek arkadaşı bizim Abedin neredeyse kopyası.
Jenny's Freund ist ein weißer Kerl, der fast identisch zu Abed ist.
ikinizin de Abedin iyiliğini istemesi.
ihr beide nur das beste für Abed wollt.
Garson Abedin saygı duruşunu açık ettiği için kendini kötü hissetti ve kalmamıza izin verdi.
Der Kellner fühlte sich schlecht, wegen dem Ausplaudern von Abeds Hommage, also ließ er uns bleiben.
Neilı Cumartesi günü Abedin hazırladığı bir Dungeons Dragons oyununa davet edip, güvenini geri kazanmasını sağlamaya karar verdiler.
Sie haben Neil, diesem Samstag, zu einer Dungeons Dragons-Sitzung eingeladen. von Abed geplant, damit Neil sein Selbstvertrauen zurückerobert.
bu sadece Abedin senden uzaklaşmasına sebep olur.
treibt das Abed nur noch weiter von dir weg.
Troyun kuvvetleri Abedin kumandanlarınıza yazdığı.
Troys Truppen eine E-Mail von Abed.
Sanırım nihayet Abedi Dedektif UzayZaman fuarına gelmen için ikna edebildim.
Ich glaube, ich konnte Abed endlich davon überzeugen… dass du zur Inspector Spacetime Convention mitkommen kannst.
Abedle ben otomatların orada adamla konuştuk.
Abed und Ich haben mit ihm bei den Automaten geredet.
Sonuçlar: 57, Zaman: 0.0345

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca