AKRABALIK - Almanca'ya çeviri

Verwandtschaft
akraba
aile
yakınlığı
bağın
ilişkim
Verwandte
akrabaları
ilgili
ailesi
ilişkili
yakınları

Akrabalık Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Akrabalık ilişkilerine ben bir şey diyemem.
Über ihre verwandtschaftlichen Verhältnisse vermag ich allerdings nichts zu sagen.
( Akrabalık yok.).
(Nicht verwandt.).
İkisi arasında akrabalık olabilir mi?
Könnten die zwei miteinander verwandt sein?
De ki'' Ben sizden, akrabalık sevgisi dışında herhangi bir ücret istemiyorum.
Sag:"Ich verlange von euch dafür keinen Lohn außer der Liebe zur Verwandtschaft.
Akrabalık var mı?
Irgendwie verwandt?
Hakim ile taraflar arasında bir çıkar ilişkisinin ve akrabalık ilişkisinin bulunmaması gerekir.
Zwischen dem Richter und den Parteien sollte kein Interessens- und Verwandtschaftsverhältnis bestehen.
Hasbel-el-karâbe= Karabet, akrabalık cihetiyle.
Mini-Bibelquiz- Karabinis mit Karabinerhaken, inkl.
Fiktif/ Süt/ besleyin akrabalık.
Fiktive/ Milch/ Nurture Verwandtschafts.
Bengalce Kültür Akrabalık.
Verwandtschafts in Bengali Kultur.
Deki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum.
Ich verlange von euch dafür keinen Lohn außer der Liebe zur Verwandtschaft.
Nasıl yani, hiç mi akrabalık yok?
Was ist gemeint mit es gibt keine Verwandschaft?
Aile ve akrabalık c.
Sippe und Familie C.
Akrabalık bakıcıları için tavsiyeler- İngilterede torunları yetiştiren dedeler için tavsiye, destek ve yardım hattı.
Beratung für verwandtschaftliche Betreuer- Beratung, Unterstützung und Hilfe für Großeltern, die Enkelkinder in Großbritannien aufziehen.
Boruya üfürüldüğünde o gün artık aralarında akrabalık yoktur ve birbirleriyle de ilgilenemezler.
Und wenn in As-sur geblasen wird, dann gelten an diesem Tag keine Abstammungen mehr zwischen ihnen und sie fragen einander nicht.
Herkes akrabalarını kaybetti.
Jeder verlor Verwandte.
Shelton Laurelde hala akrabalarımız var mı?
Haben wir noch Verwandte in Shelton Laurel?
Birleşik Devletlerde akrabanız veya arkadaşınız var mı?
Haben Sie Verwandte oder Freunde in den Vereinigten Staaten?
Senin akraban Leonard.
Leonard ist deine Familie.
Seita, Tokyoda başka akrabalarınız var değil mi?
Seita, du hast doch noch Verwandte in Tokio?
Arkadaşlarına ya da akrabalarına danışmak yerine, Davidin çalışma yerine odaklandılar.
Anstatt sich an Freunde oder Verwandte zu wenden, betrachteten sie Davids Arbeitsplatz.
Sonuçlar: 49, Zaman: 0.0367

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca