AKRABALARINDAN - Almanca'ya çeviri

Verwandten
akrabaları
ilgili
ailesi
ilişkili
yakınları
Verwandter
akrabaları
ilgili
ailesi
ilişkili
yakınları
Verwandte
akrabaları
ilgili
ailesi
ilişkili
yakınları

Akrabalarından Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Karımın çevresinden şüpheleniyorum… ya da akrabalarından.
Es könnte jemand aus der Umgebung meiner Frau sein, meine Schwiegereltern.
Her boş erkek kabuğunun ardında akrabalarından biri vardır.
Hinter jeder leeren Hülle von Mann steht einer der Verwandten.
Tiger Woods vefat eden adamın akrabalarından dava açtı.
Tiger Woods reichte eine Klage von Verwandten des Verstorbenen ein.
Sıra dışı bir burnun akrabalarından farklıdır.
Maulwurfs ist ein Seestern. Es unterscheidet sich von den Verwandten einer ungewöhnlichen Nase.
Bu faktör genetik olabilir ve akrabalarından miras alınabilir.
Dieser Faktor kann genetisch sein und, von den Verwandten beerbt werden.
Kabile üyeleri, ABDdeki birçok Amerikalının Meksikadaki akrabalarından kopuk hissettiğini söylüyor.
Stammesmitglieder sagen, dass sich viele amerikanische Ureinwohner in den USA von ihren Verwandten in Mexiko getrennt fühlen.
Eski Şerif Childressin çocuğu yok, akrabalarından hiçbirinin yeri belli değil.
Ted Childress hat keine Kinder, es gibt keine Adressen von Verwandten.
Tanrı korkusu olan insanlardan aldığın biraya asla güvenme. yada akrabalarından birisini hapiste tutan bir Yıldız filosu Kumandanına.
Traue niemals einem Ale von ehrlichen Leuten oder einem Sternenflotten-Commander, der deinen Verwandten eingesperrt hat.
Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı.
Und siehe, Elisabeth, deine Gefreunde, ist auch schwanger mit einem Sohn in ihrem Alter
bu bölgedeki akrabalarından haber alamamaktadır.
können nichts von ihren Verwandten in der Region hören.
Hapis zamanımın öncelerinde, kurbanlarımdan birinin akrabalarından bir mektup aldım,
Schon früher in meiner Haftzeit hatte ich den Brief einer Verwandten meines Opfers erhalten.
Herkes akrabalarını kaybetti.
Jeder verlor Verwandte.
Shelton Laurelde hala akrabalarımız var mı?
Haben wir noch Verwandte in Shelton Laurel?
Birleşik Devletlerde akrabanız veya arkadaşınız var mı?
Haben Sie Verwandte oder Freunde in den Vereinigten Staaten?
Senin akraban Leonard.
Leonard ist deine Familie.
Seita, Tokyoda başka akrabalarınız var değil mi?
Seita, du hast doch noch Verwandte in Tokio?
Arkadaşlarına ya da akrabalarına danışmak yerine, Davidin çalışma yerine odaklandılar.
Anstatt sich an Freunde oder Verwandte zu wenden, betrachteten sie Davids Arbeitsplatz.
Orada hiç akraban da yok?
Du hast da auch keine Familie?
Hayatta olan tek akrabası Audenin teyzesi Elin.
Der einzige lebende Verwandte ist Elin, Auðurs Tante.
Arkadaşlarını, akrabalarını ya da tanıdıklarını hatırlamıyor musun?
Erinnern Sie sich denn an keine Freunde, Verwandte oder Bekannte?
Sonuçlar: 50, Zaman: 0.041

Farklı Dillerde Akrabalarından

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca