ALEVIN - Almanca'ya çeviri

Flamme
alev
ateş
ateşin
flame
alevler
bir kıvılcım
Feuer
ateş
yangın
yangını
ateşin
alev
ateşle
çakmak
fire

Alevin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Köpük bloklardan yapılmış duvarlar yangında yanmaz, alevin yayılmasını desteklemez.
Wände aus Schaumstoffblöcken brennen nicht im Feuer, unterstützen nicht die Ausbreitung von Flammen.
İlk testlerimizdebir alevin, yumuşatıcıların 24 saat boyunca kuruttuğu pamuklu tabakaya doğrudan temas etmesine izin veriyoruz.
In unseren ersten TestsWir ließen eine Flamme direkt auf Baumwolltuch flammen, in das die Weichmacher für 24 Stunden eingetrocknet waren.
Mor Dönüştürücü Alevin ışıltısından etkilenecek.
der violetten verwandelnden Flamme, beeinflusst.
NFPA 654, alevin bağlantılı tanklar arasında yayılmasının durdurulması için parlama izolasyonunun dikkate alınmasını gerektirir.
Gemäß NFPA 654 ist eine Explosionsentkopplung in Betracht zu ziehen, um eine Ausbreitung von Flammen zwischen miteinander verbundenen Behältern zu verhindern.
Skaikru senin alevi korumana yardım etti.
Skaikru hat dir geholfen, die Flamme zu beschützen.
Ama bu alevlerin üstünde yeni bir gemi yüzecek!
Aber es wird eine neue Arche geben, die auf diesem Feuer reitet!
Aleve üfle ve tekrar yola koyulalım.
Blasen Sie die Flamme aus und weiter geht's.
Ayrıca, mezarların içinde meşale alevini destekleyecek ya da besleyecek yeterli oksijen bulunmamaktadır.
Außerdem ist nicht genug Sauerstoff im Inneren der Gräber, um die Flamme einer Fackel zu unterstützen.
Büyük Patlamanın alevleri soğuyup kızıl değişimle… zamanın koridorlarında eriyip gidiyor.
Die Feuer des Urknalls sind abgekühlt, seine rot verschobenen Wellen… schwingen noch durch die Korridore der Zeit.
Skaikru senin alevi korumana yardım etti.
Die Skaikru haben dir geholfen, die Flamme zu beschützen.
Denizi, alevi, dünyayı sevmek
Das Meer, das Feuer, die Erde lieben,
Alev sinir uçlarını dağlayıp kapatarak… onları öldürür.
Die Flamme versengt die Nervenenden… und tötet sie ab.
Alev ve kül gibiydi.
Sie war wie Feuer und Asche.
Megiddo Alevi şu anda aklımla senkronize hâlde!
Die Flamme von Megiddo ist mit meinem Hirn synchronisiert!
Şuralardan alev çıkacak.
Da kommt Feuer raus.
Demir, alev, ateş topu, mızrak Uyan!
Eisen, Flamme, Feuerball, Speer… Wach auf!
Arayan alevlerin yeşil olduğunu söylüyordu!
Dem Notruf nach war das Feuer grün!
Evet. Alev beni koruyucusu olarak seçti.
Die Flamme hat mich zu ihrem Beschützer gewählt. Ja.
Alev çıkışı, 12-20!
Feuer die 12-20 ab!
Bu alev canlı olup olmadığını tespit edecek.
Diese Flamme erkennt Lebensformen.
Sonuçlar: 50, Zaman: 0.0278

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca