ATTILAR - Almanca'ya çeviri

geworfen
atmak
atar
atın
atalım
atıyor
fırlatmak
atış
atabilir miyim
geschmissen
atmak
fırlat
bırakmak
atacaksın
atıyor
kovmamız
atarlar
wurde rausgeworfen
warfen
atmak
atar
atın
atalım
atıyor
fırlatmak
atış
atabilir miyim
geschleudert
fırlatabilir
atmak
savurmak
sapan
eğirme

Attılar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Polise taş attılar.
Steine auf Polizei geworfen.
Omuz silkip sana karamsar bir bakış attılar.
Mit einem Achselzucken warfen sie Dir einen gequalten Blick zu.
Alek Baldwini uçaktan attılar.
Alec Baldwin aus Flugzeug geworfen.
Bize hakaret edip gaz bombası attılar.
Sie beschimpften uns und warfen Rauchbomben.
Hannayı hapse attılar.
Hannes ins Gefängnis geworfen.
Yakışıklı adamlar genç kadını eve attılar.
Hübsche Männer warfen die junge Frau nach Hause.
Kafasına şişe attılar.
Flasche an den Kopf geworfen.
Ve onu susuz, boş bir kuyuya attılar.
Und warfen ihn in den leeren Brunnenschacht.
Genç kızı öldürüp kanala attılar.
Mädchen getötet und in Kanal geworfen.
Peder, bazı çocuklar bize taş ve çamur attılar.
Vater, einige Jungen warfen Steine und Dreck nach uns.
Sanat eserini çöp diye attılar.
Kunstwerk zum Müll geworfen.
Bu sefer el bombaları attılar.
Sie warfen Granaten.
Rahatlıkta kükreyenler kaçıp bize taş attılar.
Einheimischen jagten uns mit Schimpf weg und warfen mit Steinen.
Üçüncü gün de kendi elleriyle geminin takımlarını attılar.
Am dritten Tag warfen sie eigenhändig die Schiffsausrüstung fort.
Omuz silkip sana karamsar bir bakış attılar.
Achselzucken warfen sie Dir einen gequälten Blick zu.
Omuz silkip sana karamsar bir bakış attılar.
Mit einem Achselzucken warfen sie Direinen gequälten Blick zu.
Almanlar serseri bir bomba attılar. Şansına kolundan yara alarak evine döndü.
Die Hunnen werfen'ne Bombe, und er geht verletzt wieder nach Hause.
Jody ve çocuklar, bundan sonraki dört saat boyunca, cesetleri kuyuya attılar.
Schmissen Jody und die Jungs die Leichen in den Brunnen.
Ross yüksek sesle konuştuğu için bizi dışarı attılar.
Ross hat so laut telefoniert, dass wir rausgeworfen wurden.
Beş dolarımı çalıp bizi nehre attılar!
Sie stahlen mein Geld und schmissen uns in den Fluss!
Sonuçlar: 189, Zaman: 0.0356

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca