Ayakkabıyla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ayakkabıyla olmuş. Görüyor musun, bu ayakizleri!
Sie wurden… von Schuhen gemacht… Oh!Mutfağa ayakkabıyla girme!
Ve daha ayakkabıyla mücevherleri seçmeye bile başlamadım. Çok işim var.
Ich hab mit den Schuhen und Ayakkabıyla şarap açmak.
Wein mit einem Schuh öffnen.KoKo hiçbirisi ayakkabıyla ilgili olmayan 2,000in üzerinde kelimeyi anlamayı öğrendi.
Koko lernte, 2.000 Wort zu verstehen, keins davon hatte mit Schuhen zu tun.Ayakkabıyla yatağa çıkmak yok ama.
Nicht mit den Schuhen aufs Bett.Bu ayakkabıyla ilgili diğer büyük sorunum aşırı kayması.
Und Plajda ise ayakkabıyla ne işi var?
Aber wer geht schon mit Schuhen auf einen Strand?Annem ayakkabıyla içeri girilmesine asla izin vermezdi.
Ihre Mutter hätte niemals den Kindern erlaubt, mit Schuhen das Haus zu betreten.Evinize ayakkabıyla girilmesini ister misiniz?
Möchten Sie, dass Ihr Gartenhaus mit Schuhen betreten wird?Ayakkabıyla telefonu şarj et.
Telefonieren mit dem Schuh.Eşofman ve spor ayakkabıyla kendisini çok rahat hisseder.
Man fühlt sich in dem Stiefel sehr agil und sportlich.Davetiyede'' Ayakkabıyla girilmez.'' yazıyordu.
Auf der Einladung stand:"Keine Schuhe.Nort Dakodada ayakkabıyla uyumak yasak.
Ona ayakkabıyla vurdun, değil mi?
Du hast ihn mit den Schuhen geschlagen?Ayakkabıyla piste girmek yasak.
Mit Schuhen darfst du nicht aufs Eis.Topuklu ayakkabıyla ne alakası var?
Was hat das mit Turnschuhen zu tun?Doğru, çünkü sadece azılı suçlular tek ayakkabıyla dolaşır.
Genau, weil nur die harten Kriminellen mit einem Schuh unterwegs sind.Seçmeye bile başlamadım. ve daha ayakkabıyla mücevherleri.
Ich hab mit den Schuhen und An8} Bo-hyun, ayakkabıyla çok iyi yapıyorsun.
An8}Bo-hyun, mit Schuhen ist es beeindruckend.
