BALOYU - Almanca'ya çeviri

Ball
topu
balo
dans
Prom
balo
Abschlussball
balo
mezuniyet
der Schulball

Baloyu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ve doğru şekilde yapacağız. Şimdi bu baloyu yapacağız.
Wir machen den Ball, und zwar richtig.
Altından kalkabilirsem, bu yıl baloyu benim vermeme izin verecekler.
Wenn ich damit klarkomme, kriege ich dieses Jahr den Ball.
Hayır, baloyu seviyorum.
Nein, ich mag den Ball.
A'' zaten yapılmış olan baloyu tekrar mı yapıyor?
Also stellt"A" einen Ball nach, den wir schon hatten?
Onlar da protesto olarak baloyu terki planlıyorlar.
Sie wollen demonstrativ den Ball verlassen.
Bayan Jane Fairfax baloyu dört gözle bekliyor.
Miss Jane Fairfax freut sich auf den Ball.
Bu beyefendi baloyu berbat edecek.
Dieser Gentleman wird uns den Tanz verleiden.
Bu baloyu ne kadar önemsediğini biliyorum.
Ich weiss, wie wichtig dir dieser Kostümball war.
Baloyu takan kim?
Wen interessiert der Ball?
Baloyu ben de kaçırmak istemiyorum.
Ich will auch auf den Ball.
Baloyu düşünmek mi mesela?
Zum Beispiel an den Abschlussball denken?
Baloyu veren kim?
Wer gibt den Ball?
Başkan olarak yetkilerimi kötüye kullandım ama baloyu kurtarmak… ve sana bakan insanların taşa dönmesini engellemek için… sana derhal jöle sürmen için özel veriyorum.
Aber um den Ball zu retten gebe ich dir Sondererlaubnis für Haargel… sofort. und damit niemand versteinert, wenn er dich sieht.
Beni burada görmeyi ummadığını biliyorum ama baloyu iptal ettiğim, sunumunu ve güzelim afişini mahvettiğim için özür dilemek istedim.
Mich hast du hier am wenigsten erwartet, und die Präsentation und dein schönes Häkelbanner ruinierte. aber es tut mir leid, dass ich den Prom cancelte.
Annen seni tutuklattığı için neredeyse baloyu kaçırdığın ve yarı kardeşin olan eski sevgilin balo kavalyen olduğu için.
Dass du fast den Ball verpasst hast, weil dich deine Mutter hat verhaften lassen, und dass dein Quasi-Halbbruder, Schrägstrich Exfreund, dein Begleiter war.
hatırlayabilecekti sanki annesiyle babasına saraydaki baloyu ve prensle geçirdiği zamanı anlatıyormuş gibi.
sie jede Einzelheit in Erinnerung behielt. Und so erzählte sie ihren Eltern von dem Ball im Palast und von ihrer Zeit mit dem Prinzen.
Balodan beri, sürekli benim yanımda durdu.
Seit dem Ball hat er oft das Gespräch mit mir gesucht.
Büyük annenin kuaförünün balodan önce gelip saçlarını yapmasnı ister misin?
Möchtest du, dass Moms Haar-Stylist kommt und dich vor dem Ball frisiert?
Balo bir fiyaskoydu.
Prom war ein Reinfall.
Balodan sonra her şey çok iyi gidiyordu ta
Nach dem Ball war alles wunderschön, bis Nick beschloss,
Sonuçlar: 80, Zaman: 0.0407

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca