Basınla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Basınla konuşma ve bilgisayardan uzak dur. Beni dinle.
Bayan Johnson basınla konuşmak istiyor.
Basınla iki gün geçirdim.
Yapabilecek en etkili şey böyle davaları basınla halletmek. Tıpkı benim Porterda yaptığım gibi.
O dönene kadar basınla ben başa çıkarım.
Brick, az önce basınla konuştum.
İkimiz de 2002de basınla konuştuk.
Merak etme. Ben basınla ilgilenirim.
Laura, 10 dakika içinde basınla görüşeceksin. Laura!
kimse bu evden ayrılmayacak… ve kimse basınla yalnız görüşmeyecek.
Amir veya Höx söylentileri basınla tartışmasın.
Bunu kim yayınladıysa basınla ilişkisi var.
Ama bana bilmek istediklerimi anlatırsan… savcıyla ve basınla konuşabilirim.
annem ve basınla birlikte.
Chavaya basınla nasıl konuşacağını anlatmak için çok uğraştım… ve sen birden gidip donunu indirdin.
Avukatınız olarak, elimizde daha fazla bilgi olana dek size basınla konuşmamayı ciddi bir şekilde öneriyorum.
Ve özellikle de basınla… Bunların hiçbirinin gerçek olamayacağını anlatmaya çalışmalısınız.
Bazı hükümet görevlileri ve iş adamlarının… bize yaptığı haksızlıklarla ilgili olarak sizinle ve basınla konuşmam için… Bay Ittok ve Kabile Konseyi beni buraya davet etti.
Andrewle ve özellikle basınla… onlara bunların hiçbirinin… mümkün olamayacağını söyleyin.
Bazı hükümet görevlileri ve iş adamlarının… bize yaptığı haksızlıklarla ilgili olarak sizinle ve basınla konuşmam için… Bay Ittok ve Kabile Konseyi beni buraya davet etti.