Basket Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kendi elleriyle gazetelerin Basket.
Miners arka arkaya iki basket atıyor.
Basket oynamaya gitti.
The Fruit Basket yakınındaki oteller.
Bir buçuk yıl boyunca bu basket basketbolcular tarafından takıldı.
Mızıka çalıyor ve basket oynuyor. Vekarate yapıyor.
The Wire Basket yakınındaki oteller.
Okulda basket oynuyor ve soyunma odasında duş alıyor.
Worlds Largest Basket yakınlarında yapılacak şeyler.
Ben basket oynayacağım.
The Bourton Basket yakınındaki oteller.
Robotlar basket oynuyor.
Worlds Largest Basket yakınlarındaki restoranlar.
Hayır, basket atabiliyorsun diye.
Dell Rheas Chicken Basket yakınlarında yapılacak şeyler.
Cherly Millerın kardeşinin basket oynadığını bilmiyordum.
Sırf bu yüzden Fransadan ayrılmak istiyorum Basket.
Sıcak Satış Kaynaklı Gabion Basket.
Bütün yıl basket oynuyordum.
Buranın yakınındaki restoranlar: Marys Bread Basket.