Bir ehliyet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Epeyce mangır ister… ve de bir ehliyet, bilirsiniz.
Diğer tüm ülke veya bölgele tarafından verilmiş geçerli bir ehliyet veya pasaport.
Ancak şirket büyükse, o zaman sadece bir ehliyet gereklidir ve arabaya bir servis aracı sağlanacaktır.
Evlilik iki kişi arasında hukuki bir birlik ve çoğu eyalette bir ehliyet ve tören gerektirir.
Afedersiniz. Üzerinde resminiz olan bir ehliyetiniz falan var mı?
Bir ehliyete ihtiyacım var.
Dothanın bir ehliyeti ve bir arabası var.
Ama bu tamamen geçerli bir Amerikan ehliyeti değil. Buyur.
Ama bu tamamen geçerli bir Amerikan ehliyeti değil. Buyur.
Carl Isner adına bir ehliyetle pasaport almış.
Şimdi bir ehliyetimiz var.
Senin bir ehliyetin var ama hakkını aldım.
Bay Sanderson, önemsiz işler için bir ehliyete ya da kredi kartına ihtiyacım var.
Bir ehliyetin bile yoktu.''.
Sadece bir ehliyete ihtiyacım.
Bir ehliyete ihtiyacım olur mu?
Ancak bu tam olarak geçerli bir Amerikan ehliyeti değil.
Bu kadar güzel bir yüze sahip olmak için bir ehliyete sahip olmanız gerekir sanıyorum.