Bir vakit Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
İyi bir vakit değil.
Düşündüm de, şu andan daha iyi bir vakit yok.
Bu olayın tek iyi yanı bu kadınla bir daha vakit geçirmeyecek olmamdı.
Şu sıra iyi bir vakit değil.
Hayatım, iyi bir vakit değil.
Penny, bu iyi bir vakit değil.
Ve evini tanımıyorsun. gözlerini açıp bakıyorsun Bir vakit geliyor ki Hepimiz ediyoruz.
Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur.
Buz kalesinde eğlenceli bir vakit.
Bizden önce bir vakit.
Güzel kızlar villada yalnız oldukları bir vakit dışarı çıkmışlardı.
Bir vakit gelecek… senin için fazla değerli olmasına rağmen,… bana yardım etmeni isteyeceğim Ama, benim için önemli olmayacak bir sorunda.
Kibirli insanlar tam bir vakit kaybıdır çünkü yaptığınız her şeyi kişisel bir rekabet olarak algılarlar.
Bir vakit Yûsuf babasına şöyle demişti:'' Babacığım, ben rüyada on bir yıldızla, Güneşi ve Ayı gördüm;
Ama, benim için önemli olmasına rağmen, senin için fazla değerli olmayacak bir sorunda. bana yardım etmeni isteyeceğim bir vakit gelecek.
Bu olayın tek iyi yanı bu kadınla bir daha vakit geçirmeyecek olmamdı.
Ve en güzel yanıysa, günde sadece 10 dakika gibi bir vakit gerektirmesine rağmen, bütün hayatımıza etki etmesi.
Şimdi bir sürü vaktin var.
Diğer işler için bir sürü vaktim var hala.
Ben olsam, bir vakitler his beslediğim kişi hakkında konuşmaktan utanmam.