Bira almaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ne yani sen benim yaşımdayken hiç bira almaya çalışmadın mı?
Was denn, hast Du in meinem Alter etwa nie versucht, Bier zu kaufen?Bira almaya çalışıyordum… ve öyle rezil bir sahte kimliğim vardı ki adam bana satmaya yanaşmıyordu.
Und der Typ wollte mir keins verkaufen. Ich wollte ein Bier kaufen und hatte einen richtig mies gefälschten Ausweis dabei.Bira almak. Ne?
Bira almak için bodruma indim.
Im Keller Bier holen.Bira almak.
Bier kaufen.Bira almak istemişti.
Bier kaufen wollte.Hamamböceği bira almak istemedi.
Keine Kakerlake wollte Bier holen.Ne zahmeti! Donalda söyle, Murphyse gidip yarım düzine bira alsın.
Lass Donald von Murphy's ein halbes Dutzend Flaschen Bier holen.Sanırım çocuklar… daha fazla bira almanız gerekecek.
Jetzt müsst ihr wohl mehr Bier kaufen.Şerif kelimenin tam anlamıyla bira almasına izin veriyor.
Der Sheriff lässt ihn einfach so Bier kaufen.Bir yere uğrayıp bira aldım.
Ich musste Bier holen.Pazar günü futbol maçı varsa ve sen bira almak istiyorsan alabilir misin?
Wenn du dir sonntags zum Footballspiel ein Bier kaufen willst?İnsanlar biranı alsın istiyorsan… -İstemiyorum.
Die Leute sollen Bier kaufen.Charlie bira aldım.
Charlie, ich habe Bier besorgt.Bira aldın demek?
Haben Sie das Bier?Bira aldık.
Wir haben Bier!Bira aldın demek. Dışarısı soğuk,?
Ziemlich kalt. Haben Sie das Bier?Bunu bira almak istediği için yapmıyor, Liz.
Hier geht's nicht darum, sich Bier zu kaufen, Liz.Bira alsana.
Nimm dir ein Bier.Geçen hafta marketten altılı bira aldım ve kasiyer kimliğimi görmek istedi.
Letzte Woche kaufte ich Bier ein und man bat 
