BIRIKEN - Almanca'ya çeviri

angesammelte
birikmiş
angesammelt
birikir
toplamak
angesammelten
birikmiş
abgelagerten
yıllanmış

Biriken Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ne olursa olsun, biriken faiziniz yedi milyon pesoyu aştı.
Wie dem auch sei, Ihr gesammelter Zinssatz hat sieben Millionen Pesos überschritten.
Biriken sıvının atılması için diüretik denilen sıvı atıcı ilaçlar verdim.
Ich gab ihr Medizin, die wir Diuretics nennen, Wasser Tabletten, so dass sie die Flüssigkeit ausschied.
çektikleri acı biriken öfkeleri için.
Den Hass, den sie spüren.
Kademeli yağ temiz yanmayacak ve motorda biriken çok miktarda kalacaktır.
Das 4-Takt-Öl wird nicht sauber verbrennen und es wird eine Menge Ablagerungen im Motor hinterlassen.
Vücutta biriken yağları kaybetmenin en iyi yolu sık, sürekli ve düşük yoğunluklu egzersiz yapmaktır.
Der beste Weg, Fett um den Körper angesammelt zu verlieren, ist in regelmäßigen, anhaltenden und geringer Intensität ausüben.
İlişki sırasında biriken milyonlarca spermden sadece birkaç yüz
Von den Millionen von während des Geschlechtsverkehrs abgelagerten Spermien erreichen nur einige hundert
Bu yerlerde biriken ve taşındığımız günden beri ayaklarının altına nüfuz eden kaç bakteri vardır kim bilir?
Wer weiß wie viele Bazillen sich auf diesen Böden angesammelt haben und in deine Fußsohlen gesickert sind, seit wir eingezogen sind?
Zulmün devam ettiği yaklaşık yirmi yıl içinde, o biriken kötü şeyler şimdi temizlendi.
In dieser bald 20 Jahre andauernden Verfolgung sind die angesammelten schlechten Dinge nun alle beseitigt worden.
Şirketimizi oluştururken biriken tüm çaba ve bilgeliğimizin kazanç tablonuza yansımasını şahsen sağlayacağım.
Ich werde persönlich dafür sorgen, dass Ihr Port- folio die ganze Mühe und Weisheit widerspiegelt, die beim Bau meiner Firma aufgebracht wurde.
Geçen yıllar, on yıllar ve yüzyıllar boyunca biriken karın baskısı katmanları bir hâyli sıkıştırılmış buzula dönüştürüyor.
Über die folgenden Jahre, Jahrzehnte und Jahrhunderte verwandelt der Druck des angehäuften Schnees die Schichten in kompaktes Gletschereis.
Öncelikle bildirilen bütün brüt ücret miktarı aracılığıyla takvim yılında biriken toplam izin ücreti yeniden hesaplanır.
Zuerst ist die insgesamt im Kalenderjahr angesparte Urlaubsvergütung anhand der gemeldeten gesamten Bruttolohnsumme neu zu berechnen.
Sipariş teslim reaktör imzalandı 31 ekim dayanarak alınan izinler şirket biriken« Rosatom».
Den Befehl über die übergabe des Reaktors wurde es am 31. Oktober auf der Grundlage der erhaltenen Genehmigung der Staatskorporation«ROSATOM».
Dahası, biriken bilgiler her gün milyonlarca insan tarafından kendileri
Darüber hinaus werden die Informationen, die sie sammeln, täglich von Millionen von Menschen an sich selbst
Posta pulu biriktiren bir arkadaşım vardı.
Ich hatte mal einen Freund, der Briefmarken sammelte.
Para biriktiriyorum… düğün için.
Ich spare Geld. Für die Hochzeit.
Beş dolar biriktir.'' Bunun üzerini çizip haftada üç dolar demiş.
Fünf Dollar sparen." Das hat er durchgestrichen und geändert in drei Dollar pro Woche.
Paranı biriktir. Bu benden olsun.
Ich übernehme das. Spar dein Geld.
Üniversite için para biriktirebilirsin, beleş yemek var, ve tüm kahverengi adamları zorlayabilirsin.
Es gibt gratis Essen und man kann viele dunkelhäutige Menschen vergewaltigen. Man muss nicht fürs College sparen.
Birikmiş paran vardı senin.
Du hast doch Geld gespart.
Evet, para biriktirmeye çalışıyoruz.- Muhteşem. Çok romantik.- Evet.
Ja, wir wollen Geld sparen. Sehr romantisch. -Ja… -Fantastisch.
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.0464

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca