Bootha Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Evet, Brennan… veya bir başkası… Bootha iyi olduğunu söylemeye çalışıyordur.
Oder jemand anderes… die Booth sagte, dass es ihr gut geht. Ja, es war meistens Brennan.Kim olduğunu biliyorum ama bazen unutuyorum, çünkü… çünkü asla kendi üstüne ışık saçmıyor. Bootha.
Auf Booth. weil er nie ein Licht vergesse es manchmal, weil.Zack, tüm kanıtları FBIdan Bootha götür.
Zack, bring alle Beweise zu Booth beim FBI.Kötü haber ise bu cesetler bizi nasıl Bootha ulaştıracak bilmiyorum.
Die schlechte Nachricht ist, ich erkenne nicht, wie eine dieser Leichen uns zu Booth führt.Neden? Neden bu bilgiyi Bootha verip… ne kadar hızlı sonuca ulaştığını görmüyorsun?
Siehst, wie schnell er zum gleichen Schluss kommt? Warum besprichst du diese Info nicht mit Booth und Warum?Sadece Bootha benim en geniş yerimin, onun en geniş yerinden daha dar olduğunu gösteriyordum.
Ich bin lediglich demonstrieren dass evet tüm yollar Bootha çıkıyor.
führen alle meine Beweise zu Booth.Kurban Boothla aynı kemik yapısına sahip.
Das Opfer hat den gleichen Knochenbau wie Booth.Özel Ajan Seeley Boothun telefonu, Dr. Temperance Brennan konuşuyor.
Special Agent Booth Handy, hier spricht Dr. Temperance Brennan.Booth ve Dr. Brennanı arayacağım.
Ich werde Booth und Dr. Brennan anrufen.Boothun bir kardeşi mi var? Onun kardeşi.
Booth hat einen Bruder? Das ist sein Bruder.Boothla birlikte Eppsin karısıyla konuşuyorlar.
Sie und Booth reden mit Epps' Frau.Boothun işi de bitti, yani… Elbette.
Booth ist sowieso fertig, also… Sicher.Ajan Boothu o milislere sokacaksın.
Sie werden Agent Booth kriegen.Boothun da nostaljik bir tarafı var.
Booth hat auch seine nostalgische Seite.Booth sana evlatlık olduğumu söyledi, değil mi?
Booth hat Ihnen gesagt, dass ich ein Pflegekind war?Tanrım. Ajan Boothun bir fobisi var.
Gott. Agent Booth hat eine Phobie.Ajan Boothun acil bir işi çıktı.
Agent Booth hatte was Dringendes zu erledigen.Dr. Mayer Boothu siz aramalısınız.
Dr. Mayer, Sie sollten diejenige sein, die Booth anruft.Bu yüzden seni ve Boothu bir arada görmeyi seviyorum.
Deswegen genoss ich es, Sie und Booth zusammen zu sehen.
