Breenin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Breenin, her yıl düzenlediği ciddi bir ödül partisidir.
Den Bree jedes Jahr organisiert.Breenin telefonunu bulmada şansın yaver gitti mi?
Brees Handy zu finden?Breenin Kappa yangınını itiraf ettiğini duydum.
Bree gestand das Kappa-Feuer.Breenin kocası, kendini reddedilmiş hissetti.
Brees Ehemann fühlte sich zurückgewiesen.Eğer Breenin niyeti bağlılık değilse o zaman belki de.
Wenn Bree nicht bereit dazu ist, eine Verbindung einzugehen.Breenin tanıtım şeyi mi?
Ist das Brees Werbezeug?Breenin mükemmel ev kadını olması.
Bree eine perfekte Hausfrau.Breenin tanıtımını Stu mu yapıyor yani?
Stu macht Brees Werbekampagne?Yani bunu Breenin yaptığını mı söylüyorsunuz?
Sie sagen, Bree hätte das getan?Breenin, Keithin annesi ile ilişkisi.
Brees Beziehung zu Keiths Mutter.Yani Breenin, Andrewun suratına yumruk attığını mı düşünüyorsun? Ben hiç sanmıyorum?
Du glaubst, Bree hat Andrew ins Gesicht geschlagen?Ben Breenin tarafını tutuyorum.
Ich bin auf Brees Seite.Breenin çorba isteyebileceğini düşündüm.
Ich dachte, Bree möchte vielleicht etwas Suppe.Breenin başarısının da, bir bedeli olmuştu.
Und Brees Erfolg forderte seinen Tribut.Breenin bu gece özel bir konuğu var… yayıncısı.
Bree hat einen besonderen Gast heute Abend, ihren Verleger.Ama ne yazık ki yenilgi Breenin seçenekleri arasında değildi.
Aber leider konnte Bree keine Niederlage zugeben.Problem de burada zaten, Breenin dünyasında.
Das ist das Problem mit den Brees dieser Welt.Onu nasıl içmeye götürür?! Breenin alkolik olduğunu bilmiyor mu?
Weiß sie nicht, dass Bree Alkoholikerin ist?Gaby, adam Breenin erkek arkadaşıydı.
Gaby, er war Brees Freund.Ama Breenin evini işgal eden son zararlılara gelindiğinde İmha etme şansı yoktu.
Aber bei 
