BULMALARI - Almanca'ya çeviri

finden
bulmak
bulabilirsiniz
bulmalıyız
bulur
bulacaksınız
bulun
bulacağız
buluyor
suchen
arayın
bulmak
arayan
arar
arıyor
bulalım
bulun
peşinde
bulayım
auftreiben
bulmam
toplamayı
bulamadım
findet
bulmak
bulabilirsiniz
bulmalıyız
bulur
bulacaksınız
bulun
bulacağız
buluyor

Bulmaları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Artık sadece onu bulmaları gerekiyor.
Sie müssen ihn jetzt nur noch finden.
Önce onu bulmaları gerekiyordu.
Sie mussten ihn nur finden.
Başlamadan önce, ilk dirilenlerden bulmaları gerektiğine inanıyorlar.
Erwachten finden, bevor es beginnen kann.
Çok kolay. Bu yüzden, paleontologların burada fosil bulmaları.
Deshalb finden hier Paläontologen so einfach Fossilien.
Demek, aracı Arifi bulmaları gerekiyor.
Finden, den Mittelsmann Also, Sie müssen immer noch Arif.
Fakat önce anahtarı bulmaları gerekmektedir.
Aber zuerst müssen Sie den Schlüssel finden.
İnsanların sizi sempatik ve güvenilir bulmaları gerekiyor.
Leute müssen dich sympathisch und vertrauenswürdig finden.
Başka bir yol bulmaları gerekecek.
Sie müssen einen anderen Weg finden.
Onu bulmaları üç saatten fazla sürdü.
Man fand sie erst nach über drei Stunden.
En yakın mağazanın yerini bulmaları gerekiyorsa, uygun Hızlı Yanıtı seçerler.
Falls er die nächste Verkaufsstelle sucht, muss er die entsprechende Quick-Reply wählen.
Gemide sadece bir çocuk bulmaları çok garip.
Komisch, dass sie nur den einen Jungen auf dem Schiff fanden.
Biliyor musun, şu anda Zachi bulmaları için polise yardım ediyor?
Weißt du, dass er gerade mit der Polizei nach Zach sucht?
Bizi bulmaları imkansız.
Sie finden uns nie.
Dönüp dolaşıp yine bizi bulmaları için bazı şeylerden vazgeçmeliyiz.
Manche Dinge müssen wir gehen lassen, bevor sie zu uns zurückfinden.
Seni bulmaları biraz uzun sürdü.
Aber dich zu finden hat etwas gedauert.
Ama seni bulmaları biraz zaman aldı.
Aber dich zu finden hat etwas gedauert.
Bizi bulmaları an meselesi.
Sie finden uns bald.
Arabayı bulmaları an meselesi.
Jeden Moment finden sie das Auto.
Böylece bizi bulmaları daha zor olur.
Das würde es denen schwerer machen, uns zu finden.
Birbirlerini bulmaları sence de harika değil mi?
Siehst du nicht, wie toll es ist, dass sie einander gefunden haben?
Sonuçlar: 223, Zaman: 0.0412

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca