Dalgalar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sismik dalgalar.
Rüzgar ve… dalgalar.
Her şey olabilir… Ve dalgalar seni mahvetmeye devam edecek.
Es kann alles sein… und die Welle bricht über dir zusammen.Patlamış mısır, orkideler… dalgalar, Billy… öpüşmek.
Wellen, Billy, küssen. Popcorn, Orchideen.Ve benim içimde de, dalgalar yükselir.
Und auch in mir steigt die Welle.Rüzgâr ve dalgalar.
Der Wind und die Wellen.Evet, dostum, ve dalgalar, dostum!
Und die Wellen, Mann! Ja, Mann!Bu gece dalgalar yüksek.
Die Wellen sind heute hoch.Hurda yığını! Her zaman negatif dalgalar, Moriarty!
Immer diese negativen Wellen, Moriarty! Schrott!Ya da dalgalar.
Oder Wellen.Bunun gibi büyük dalgalar bile onu korkutmaz.
Auch diese großen Wellen machen ihm keine Angst.Dalgalar arasında eğlence, edep yerlerinin kumlanması
In den Wellen herumtollen, Bu dalgalar çok güçlü!
Dalgalar içeri girer… Bir tahtaya çarptık!
Treibholz! Die Wellen gehen rein!Dalgalar çok yüksek!
Die Wellen sind meterhoch!Dalgalar üzerinden gezinmenin senin için ne anlama geldiğini hala çözemedin mi? Bu ruhsal bir durum.
Ich sage dir, was es bedeutet, auf den Wellen zu reiten.Üç dalgalar her beş saniye.
Drei Stöße, jeweils fünf Sekunden.Tekenin dalgalar hâlinde geldiğini biliyoruz. Hayır.
Wir wissen, dass Teke in Wellen kommt. Nein.Peki.'' Dalgalar ölmüştü, gelgitler onların mezarındaydı.
Die Wellen waren tot, Dalgalar seni sürükleyecek ve uzaklarda karanlığa kaybolup gideceksin.
Alsbald warst du von den Wellen davongetragen und verloren… In Dunkel und Ferne.
