DAVALI - Almanca'ya çeviri

Angeklagte
sanık
davalı
zanlı
suçlanan
Beklagte
davalı
sanık
şikayette
davacı
die Verteidigung
savunmak
savunusu
davalı
müdafaa
der Beschuldigte
sanık
Angeklagten
sanık
davalı
zanlı
suçlanan
Angeklagter
sanık
davalı
zanlı
suçlanan
Beklagten
davalı
sanık
şikayette
davacı
die Antragsgegnerin

Davalı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Birincisi, davalı çaldığı şeyi iade etti… ki bu, suçun itirafıdır.
Erstens, der Beklagte gab zurück, was er stahl.
Dolayısıyla kararımı davalı lehine veriyorum.
Also entscheide ich zugunsten des Angeklagten.
Lütfen davalı ayağa kalksın.
Angeklagter, bitte stehen Sie auf.
Davalı tarafından satılan paketleri Üç İtalyanca sadece açıklama olurdu.
Drei der von der Beklagten vertriebenen Packungen hätten allein Angaben in italienischer Sprache aufgewiesen.
Davalı böyle bir şey ima etmedi.
Die Angeklagte hat nichts dergleichen angedeutet.
Davalı mecburi hizmetle yükümlüdür.
Die Beklagte ist leistungspflichtig.
Davalı Joe Millerı gördüm.
Ich sah den Angeklagten, Joe Miller.
Davalı, orada mısın?
Angeklagter, sind Sie da?
Davalı da aynı şekilde!
Und den Beklagten genauso!
Davalı bir şey söylemek ister mi?
Möchte der Angeklagte etwas sagen?
Şubat ayı başlarında 2011 Davalı bu etki altında içeriğini yayınladı, sistemi k.
Anfang Februar 2011 veröffentlichte die Beklagte unter dieser Domain die Inhalte, wie sie aus der Anlage K.
Davalı ile ne kadar süredir evlisiniz?
Wie lange sind Sie mit dem Angeklagten verheiratet?
Eğer davalı yeterince zengin ise kurbanın ailesiyle anlaşmak için pazarlık yapabilir.
Wenn ein Angeklagter reich genug ist, kann er mit der Familie des Opfers eine Abfindung aushandeln.
WKGBye karşı Stevensın açtığı haksız fesih davasında davalı lehine karar verdik.
Stevens gegen WKGB, die Klage wegen widerrechtlicher Kündigung… urteilen wir zu Gunsten des Beklagten.
Davalı beni tanıdı.
Der Angeklagte erkannte mich.
Davalı X isimli bir kadınla yaşamaktadır.
Beklagte Sie lebt mit einer Frau namens X zusammen.
Sayın Yargıç, davalı 7 cinayet suçuyla karşı karşıya.
Euer Ehren, dem Angeklagten werden 7 Morde vorgeworfen.
Kevin Spacey Davalı ünlü Thorn Durrell Koruma Grubu Henry Cavill olmak zorunda değil.
Kevin Spacey Angeklagter muss nicht der berühmte Thorn Durrell Conservation Group Henry Cavill sein.
Donner ve davalı F.
Donner und der Beklagten F.
Davalı, ifade vermek zorun değildir.
Der Angeklagte ist nicht verpflichtet, eine Aussage zu machen.
Sonuçlar: 364, Zaman: 0.3402

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca