DAVRANMASI - Almanca'ya çeviri

verhalten
davranış
hareket
davranmak
tavrı
behandeln
tedavi
davranmak
davranın
davranıyor
muamele
ele
als
olarak
daha
sanki
hem
ilk
hani
sırada
agieren
hareket
davranmak
faaliyet
çalışmaya
sie handeln
hareket
davranması
bir hamle yapmalarını
davranırlar
davranacak mısın
tun als
davranmak
rol yap
davranamam

Davranması Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Fısıldamalar, Frankin sürekli gizemli davranması… Salak değilim, Bon. üçünüz bizden bişi saklıyorsunuz.
Die Flüsterei, Frank tut immer so geheimnisvoll, ihr versteckt Sachen vor uns… Ich bin nicht dumm, Bon.
İnsanların hayvan gibi davranması. İşaretler, semboller.
Die Zeichen, die Symbole. Die Leute benehmen sich wie Tiere.
Erkeklerin tuhaf davranması illa bir şey olduğu anlamına gelmez.
Komisches Benehmen bei Männern muss gar nichts heißen.
Oyunculara nasıl davranması gerektiğini biliyor''.
Er weiß, wie er die Spieler nehmen muss.“.
Hastalara karşı nasıl davranması gerektiğini bilmesi gerekir.
Er weiß wie man mit Patienten umgehen muss.
Georgetan beklenilenlere ve nasıl davranması gerektiğine uymak için zaman harcıyorum.
Zeit, um dem zu entsprechen, was von George erwartet wird und wie er sich benehmen soll.
Tanrının davranması gerektiği gibi davranıyor.
Er verhält sich, wie Gott sich verhalten sollte.
Her karakter nasıl davranması gerekiyordu bu durumda?
Wie soll man da jedem Charakter gerecht werden?
Kızgın hissettiğinde nasıl davranması gerektiği konusunda çocuğunuzla konuşun.
Sprich mit deinem Kind darüber, wie es sich verhalten soll, wenn es wütend ist.
Davranması gerek yok Ona hâlâ ilahi varlığını düşünüyorsanız,'' diğer grup.
Acts ihn nicht noch göttliche Präsenz benötigen, wenn Sie das denken," andere Gruppe.
Nasıl davranması gerektiğini bilmiyor muydu?
Weiß er nicht wie er sich verhalten soll?
Onların nasıl davranması gerektiği gibi değil.
Nicht, wie sie handeln sollen.
Deli gibi davranması benim suçum değil.
Nicht meine Schuld, dass er gaga ist.
Mahşer Günü geldiğinde merhametli davranması için sana dua ediyorum anne.
Ich bete für dich, Mutter, dass er beim Jüngsten Gericht gnädig ist.
Bir amirin basına bu şekilde davranması kabul edilemez bir şey.
Es ist unakzeptabel, dass der Chef der Polizei derart mit Presseleuten umgeht.
Bu genç adam, insanlara nasıl davranması gerektiğini öğrenmeli?
Dass man Leute nicht so behandelt. dieser junge Mann muss lernen, Was?
Evet ama onların doğru düzgün davranması gerekiyor.
Wissen sollten, wie es läuft.- Ja.
Tim, eğer bir sorun çıkarsa memurların atik davranması lazım, hareket edebilmeliler… topallamamalılar.
Tim, wenn dort Chaos herrscht, müssen meine Wärter agil sein, sie müssen sich bewegen können, nicht… humpeln.
Bence onun en önemli özelliği herkese eşit davranması.
Was ich am meisten an ihr bewundere, ist, dass sie alle gleich behandelt hat.
İzlemek isteyenlerin biraz erken davranması gerekiyor.
Wer zuschauen will, muss früh handeln.
Sonuçlar: 79, Zaman: 0.0529

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca