Demeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
mahalleye hoş geldin demeye geldim.
Belki vardir. Ne demeye çalisiyorsun?
Âmin. Âmin. Kim iyi geceler demeye gelmiş?
Onlar da Dominick demeye söz verdiler.
Belki vardır. Ne demeye çalışıyorsun?
Riosa, Jurati konusunda haklıymışım, demeye.
Pislik herif, kendine süper kahraman demeye hakkın yok!
Benimle ilgili bir şey mi demeye çalışıyorsun, Johnnie?
Ben hiç düşünmemiştim… Ne demeye çalışıyorsun Liam?
Hatta herkesin önünde ona baba demeye cüret ediyorlar!
Dünya'' ve'' Melek'' demeye çalışıyordu galiba.
Ben, ne demeye çalışıyorsun?
Şimdi de bana kahraman demeye hazırlanın.
Bir şey demeye çalışıyor.
Ona Killmonger demeye başladılar.
Bilmiyorum. Ne demeye getiriyorsun?
O da onu demeye çalışıyor.
Bir fikre aptalca demeye gerek yok.
Şimdi, Davidin ne demeye çalıştığını anlıyorum.
İnsanlar bana sarhoş demeye başladı.