DOLAŞMAK - Almanca'ya çeviri

herumlaufen
dolaşmak
yürümek
dolaşan
etrafta
koşturup
gezmek
reisen
seyahat
gitmek
gezmek
gezi
dolaşmak
travel
yolculuk
Wandern
yürüyüş
gezmek
dolaşmak
yürüyüş yapmak
dolaşıp
göç
gezinmek
yürüyüşe çıkmak
durchstreifen
dolaşan
dolaşmak
gezmesine
zu gehen
gitmek
yürümek
çıkmak
gidin
girmek
ayrılmaya
dönme
gidelim
spazieren
yürüyüşe
yürümek
dolaşmak
yürüyüşe çıktım
yürüyüşe çıkın
gezmeye
yürüyüşe çıkar
yürüyüşe çıkarız
yürüyüş yaptım
gezintiye
zu fahren
gitmek
sürmeyi
götürmek
kullanmak
binmek
araba kullanmayı
sürücü
sürüş
gezmek
dolaşmak
umsegeln
dolaşmak
bummeln
dolaşmak
herumzukommen

Dolaşmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Mutfak çalışanları yiyecek doldurmak için dışarıda dolaşmak zorunda değilsiniz.
Das Küchenpersonal muss nicht draußen herumlaufen, um Essen zu füllen.
Temel fenotipleri: anosmic larvaları başlangıç noktası rasgele dolaşmak.
Grundlegende Phänotypen: anosmic Larven nach dem Zufallsprinzip aus der Ausgangspunkt wandern.
Yani fikriniz minibüs alıp çocukları toplamak için sokak sokak dolaşmak mı?
Also ist deine Idee, einen Van zu kaufen, durch die Straßen zu fahren und Kinder mitzunehmen?
Seyahat: bebeğinizle Umbriada dolaşmak.
Reisen: mit Ihrem Baby in Umbrien spazieren.
Tehlikelidir tek başına dolaşmak.
Es ist gefährlich, alleine zu gehen.
Truva atları ve ransomware de Webde dolaşmak.
Trojanische Pferde und Ransomware durchstreifen im Web zu.
Ya da bulvarda dolaşmak.
Oder auf den Boulevards bummeln.
emekli olup tekneyle dünyayı dolaşmak istiyorum.
will mich zur Ruhe setzen und die Welt umsegeln.
Anlam: Dolaşmak.
Bedeutung: herumlaufen.
İlk ormanı toplamak, bahar ormanında dolaşmak, mutlu bir aile yaşantısına.
Durch den Frühlingswald wandern, die ersten Blumen sammeln, zu einem glücklichen Familienleben.
Bir şey aramak için tüm şehri dolaşmak yorucu olabilir.
Kann es sein, anstrengend zu fahren in der ganzen Stadt auf der Suche nach etwas.
Daedalus tarafından geliştirilen karmaşık labirentte dolaşmak zorundadır.
Er muss durch das von Daedalus entworfene komplexe Labyrinth reisen.
araba kiralama yardımıyla Crete dolaşmak.
Sie können mit Hilfe der Autovermietung um Kreta durchstreifen.
süpermarketlerde dolaşmak çok, çok çekici.
es ist sehr reizvoll, durch einen Supermarkt zu gehen.
Parisi dolaşmak kolay oldu.
Es ist sehr einfach in Paris herumzukommen.
Başüstüne, efendim. Horn burnunu dolaşmak, yolculuğumuzu beş ay uzatacak.
Wenn wir Kap Hoorn umsegeln, sparen wir 5 Monate ein.- Aye, Sir.
Ancak, kendi ayaklarının üzerinde elde etmek ve dolaşmak hazır olmak gerekir.
Allerdings müssen Sie bereit sein, erhalten auf Ihre Füße und herumlaufen.
Hanıma söyle, dolaşmak yasak.
Sagt ihr, Bummeln ist verboten.
Yani gerçek Doyma içinde Şahsen ben bu davranışının nedeni nedir dolaşmak?
So Wandern in tatsächlichen Sättigung persönlich ich was ist der Grund für solches Verhalten?
En azından dolaşmak istiyor.
Doch wenigstens reisen wollte sie.
Sonuçlar: 173, Zaman: 0.0619

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca