Enerjiyle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Enerjiyle bir oyun oynuyorsunuz, değil mi, Andrah?
Ihr spielt ein Spiel mit der Energie, nicht wahr, Andrah?Vücudunuzu enerjiyle doldurun.
Fülle dein Körper mit Energie.Hissetmek adını verdiğiniz enerjiyle işaretleri ve tanımları okuyabilirsiniz.
İskoç beslenme uzmanları, vücudunuzu enerjiyle'' şarj'' etmek zorunda olduğunuz her gün olduğuna inanmaktadır.
Schottische Ernährungswissenschaftler glauben, dass Sie jeden Tag Ihren Körper mit Energie"aufladen" müssen.Ortada olan tüm enerjiyle TEK olduğumu hissettim ve orası çok güzeldi.
Ich fühlte mich eins mit all der Energie und es war wunderbar dort.Jax silahını enerjiyle yükler ve bir sonraki saldırısının ek hasar vermesini sağlar.
Jax lädt seine Waffe mit Energie auf, wodurch sein nächster Angriff zusätzlichen Schaden verursachen wird.Bir aslan, taştan enerjiyle“ şarj” edebilir,
Ein Löwe kann sich mit Energie aus dem Stein„aufladen“, KlugheitRiven yadigâr silahını enerjiyle yükler ve Saldırı Gücü ile Menzil kazanır.
Riven verstärkt ihre Waffe mit Energie und erhält so zusätzlichen Angriffsschaden und Reichweite.Enerjiyle çalışma yeteneği- bu sizde doğal olarak var.
Die Fähigkeit, mit Energie zu arbeiten: Du bist ein Naturtalent, was das betrifft.Özellikle enerjiyle ilgili.
Namentlich um die Energie.Beni umutla, enerjiyle dolduran bir kelime bu.
Dieser Begriff erfüllt mich Gençsin, enerjiyle dolu ve evliliğin mutluluğu.
Du bist jung, voller Kraft und glücklich in der Ehe.Enerjiyle uyumlandiktan sonra gerisi ne fark eder ki.
Enerjiyle, tutkuyla ve bireye saygı duyarak çalışırız.
Wir arbeiten mit Energie, Leidenschaft und Respekt für den Einzelnen.Güne enerjiyle başlamak isteyen birçok kişi genellikle önce kahve içer.
Viele, die zu Beginn des Tages einen Energiekick brauchen, wenden sich oft an Kaffee.Seni saran enerjiyle bağlantı kur.
Verbinde dich mit der Energie um dich herum.Benim evlendiğim adam lisede tanıştığım adam tutku ve enerjiyle doluydu.
Der Mann, den ich geheiratet habe, mit dem ich zur Schule ging, steckte voller Tatendrang und Lust.Bunu herkes bilir. Enerjiyle ilgili bir durum.
Bu şey, bu yaratık, enerjiyle besleniyor sanırım.
Dieses Ding, diese Kreatur ernährt sich von Energie.Bu şey, bu yaratık, enerjiyle besleniyor sanırım.
Dieses Ding, diese Kreatur scheint sich von Energie zu ernähren.
