FEODAL - Almanca'ya çeviri

feudalen
feodal
feudalistischen
feudale
feodal
feudaler
feodal
feudales
feodal
Feodal

Feodal Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ne var ki cılız bir toprak reformu bile feodal toprak sahiplerinin direncinden dolayı başarısız oldu.
Doch selbst zaghafte Bodenreformen scheiterten am Widerstand der feudalen Grundeigentümer.
Feodal sistem ile ilgili bölümü yeniden yazın.
Sie müssen das Kapitel über das feudale System neu schreiben.
Önümüzdeki yıllarda, lamaların hakları azaltıldı ve kalan feodal engeller kaldırıldı.
In den kommenden Jahren wurden die Rechte der Lamas eingeschränkt und die verbliebenen feudalen Barrieren abgebaut.
ticaretin ilerlemesi, feodal köyü şiddetle etkiledi.
die Entwicklung des Handels übten auf das feudale Dorf starken Einfluss aus.
18. yüzyıllar arasında feodal mülkiyet ilişkileri sağlamlaştı.
zum 18. Jahrhundert hatten sich im Osnabrücker Land die feudalen Besitzverhältnisse stabilisiert.
Sisteme girmiş olan çeşitli yeni sınıflar, barbarlar, hıristiyanlardan önce feodal.
Verschiedene neue Klassen,„Barbaren“, vorchristliche feudale Formen waren in das System.
Yürüyüş, dolaşma, vakit geçirmenin özel biçimleriydi, feodal gezintinin on dokuzuncu yüzyıla bıraktığı miraslar.
Spaziergang, Flanieren waren Zeitvertreib des Privaten, Erbschaft des feudalen Lustwandelns im neunzehnten Jahrhundert.
kölelik, feodal, kapitalist ve komünist.
Sklaven-, feudale, kapitalistische und kommunistische.
Leydi Beldon, feodal sistemin günümüzde var olduğunun kanıtıdır.
Lady Beidon ist der Beweis, dass das feudalistische System überlebt.
Burada oldukça feodal bir yapı vardır.
Es geht hier recht feudal zu.
Işte feodal sosyalizm böyle doğdu: yarı yakınma, yarı.
Auf diese Art entstand der feudalistische Sozialismus, halb Klagelied.
dünyayı oldukça feodal buluyorum.
ich finde die Welt ganz feudal.
Toprağı kullanm a hakları, gerçekte, feodal mülkiyet değil burjuva mülkiyeti idi.
Ihr Grundbesitz war in der Tat kein feudales, sondern bürgerliches Eigentum.
Şehrinin Daimyo su olarak göreviniz Feodal Japonyayı refaha çıkarmak!
Als Daimyo seines Dorfes ist es deine Aufgabe, das Feudale Japan zum Wohlstand zu führen!
Ve olaylar Savaşan Devletler çağında pripadaet- XVI yüzyılda Japonyanın feodal dönemi.
Und Veranstaltungen pripadaet bei Streitenden Reiche Ära- der Feudalzeit Japans im XVI Jahrhundert.
Ülkemiz, yarı sömürge ve yarı feodal bir ülkedir.
Erstens sind wir ein halbkoloniales, halbfeudales Land.
Feodal Japonyanın askeri asaletinin bir parçası olarak samuray, ülkeyi özveri ve disiplinle korudu.
Als Teil des militärischen Adels des feudalen Japan schützten die Samurai das Land mit Hingabe und Disziplin.
Eğer April feodal Japonyadaysa biz
Wenn April im feudalistischen Japan ist,
Bu felsefi akım, feodal toplumdaki mevcut düzeni kutsallaştırmak, köylü ayaklanmalarını yumuşatmak için kullanıldı.
Diese philosophische Strömung wurde benutzt, um die bestehende Ordnung in der feudalen Gesellschaft zu heiligen, um Bauernaufstände zu beruhigen.
Milliyetçiliğin bencilliği, feodal sınırların bencilliğine karşıt olarak, evrensel devlet sisteminin doğal bencilliğidir.
Der Egoismus der Nationalität ist der naturwüchsige Egoismus des allgemeinen Staatswesens, im Gegensatz zum Egoismus der feudalistischen Abgrenzungen.
Sonuçlar: 77, Zaman: 0.027

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca