GIRMEYE - Almanca'ya çeviri

• einzudringen
• zu betreten
• einzubrechen
• reinzukommen
• zu kommen
• rein
• einzutreten
• zu gelangen
• zu gehen
• einzusteigen
• eingeben
• reinzugehen
• hineinzugehen
• hinein
• zu treten
• zu hacken
• zu stürmen
• zum Einrücken
• einzutauchen
• zu kriechen

Girmeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Girmeye çalıştıklarında Onları vuran şey bir yerçekimsel inversiyondu.
Als sie versuchten einzudringen, trafen sie eine Gravitationsinversion.

İçeri girmeye çalışacağız.
Wir versuchen, reinzukommen.

Senin mağarana girmeye değerini kazanmışsa o da olur.
Wenn sie den Wert erlangt hat Deine Höhle zu betreten.

Bu bilinçdışı içeriğin bilince girmeye istekliliğini artırır…''.
Dies erhöht die Bereitschaft unbewussten Inhalts, in das Bewusstsein einzubrechen…".

Odaya girmeye cesaret edemedi
Ins Zimmer einzutreten wagte sie nicht gleich,

Odaya girmeye çalışıyordu.
Jemand versuchte, in das Zimmer zu kommen.

Havaya uçar. Girmeye ya da çıkmaya kalkışan olursa.
Wenn irgendjemand rein oder raus geht… explodieren sie.

Chronicomlar aklına girmeye çalışıyor Mack.
Die Chronicoms versuchen, in deinen Kopf zu gelangen, Mack.

Evin içine girmeye çalışan silahlı bir adam olduğunu söyle tamam mı?
Sag, ein Bewaffneter versucht, in unser Haus einzudringen.

Buraya girmeye çalışıyor, ha?
Sie versuchen wirklich hier reinzukommen, hm?

Kapıdan girmeye cesaret edemedi.
Er wagte nicht, zur Tür zu gehen.

Kim girmeye çalışırsa, İnternet kurumu onu Rikers hapishanesine yollar hemen.
Wer versucht, einzubrechen, den schickt die Interne ohne Rückfahrkarte nach Rikers.

Tapınaka Girmeye Layık Olmalıyız.
Würdig sein, den Tempel zu betreten.

Köylüler kaleye girmeye çalışıyor.
Die Bauern versuchen ins Schloss zu kommen.

Gel, en güzel Işığa girmeye hazırlan.
Komm, bereite dich vor, in das schönste Licht einzutreten….

Hayır. Girmeye çalıştım ama ulaştığımda alevler içinde kalmıştı.
Ich wollte rein, aber alles stand in Flammen. Nein.

Ve Amerikalilar pazara girmeye karar verdiyse… Çıkarlarımızı korumak zorundayız?
Und wenn sich die Amerikaner entscheiden, in den Markt einzusteigen?

Onlara eve girmeye çalışan silahlı bir adam olduğunu söyle?
Sag, ein Bewaffneter versucht, in unser Haus einzudringen.

Ben gruba girmeye çalışıyor değilim.
Ich versuche nicht, wieder in die Gruppe reinzukommen.

Yıldız Filosu İstihbaratı Soukara üssüne tekrar girmeye çalışırken yakalandığını söyleyen bir iletiyi dinlemiş.
Die Sternenflotte hat erfahren, dass er beim Versuch getötet wurde, wieder nach Soukara zu gelangen.