Ihanet etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Saldırmak ve sana iyi davrananlar da dahil herkese ihanet etmek zorundaydın.
Her türlü, birilerine ihanet etmek zorundayım.
Kendi hayatına ihanet etmek.
Hayatına devam etmek ihanet etmek değil Will.
Sevdiğin birine ihanet etmek ruhunu karartıyor.
Böylesi bir güvene ihanet etmek her şeyi değiştirir.
Ona ihanet etmek benim küçük intikamım.
Aliciaya ihanet etmek aklımdan bile geçmezdi.
Kim olduğunu söyleyemem çünkü güvenine ihanet etmek istemiyorum ama tahmin edebilirsin.
Arkadaşına ihanet etmek o kadar da zor değilmiş değil mi?
Sana ihanet etmek onun en büyük pişmanlığı.
Şehre ihanet etmek.
Ona ihanet etmek, kendime ihanet etmek olur.
Ülkelerine ihanet etmek?
Sevdiklerine ihanet etmek?
Ona ihanet etmek… kendime ihanet olur.
Ona ihanet etmek istemediğin için söylemiyorsun.
Bütün bunlar… ülkeme, halkıma ihanet etmek… hepsi bir hiç içindi.
Clare, ona ihanet etmek… içinde yarattığı boşluğu asla doldurmayacak.
Evet, en yakın arkadaşına… ihanet etmek çabuk verilen bir karar değil.