INANDILAR - Almanca'ya çeviri

glaubten
inanmak
inanıyor
düşünüyor
inanamıyorum
sanıyorsun
düşünür
inanır
inancını
iman
inanıyor musun
die gläubig sind
gläubig werden
glauben
inanmak
inanıyor
düşünüyor
inanamıyorum
sanıyorsun
düşünür
inanır
inancını
iman
inanıyor musun
geglaubt
inanmak
inanıyor
düşünüyor
inanamıyorum
sanıyorsun
düşünür
inanır
inancını
iman
inanıyor musun
die den iman
verinnerlichten
inanmayan
inanır
i̇çselleştirmek
ettim

Inandılar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
O yüzden onlar Kundaliniyi yükseltmeye de inandılar.
Sie glaubten also auch an das Aufsteigen der Kundalini.
Onlar ki, inandılar ve korunurlardı.
Sie, die glauben und gottesfürchtig sind.
Gördüler ve inandılar.
Sie sahen und glaubten.
Tanrılar, her hareketin bir sonuç doğurduğuna inandılar.
Die Götter glaubten, daß jede Handlung eine Konsequenz hatte.
Onlar da inandılar.
Zudem glaubten die.
Okurlarımız da bize inandılar.
Und die Leser glaubten uns.
Onlar inandılar.
Da glaubten sie.
Hayır, bana inandılar. Ben gangster değilim.
Nein, mir glaubt man aufs Wort.
Onlar inandılar. Biz de onları bir vakte kadar nimetlendirdik.
Und sie wurden gläubig; so gewährten Wir ihnen für eine Zeitlang Versorgung.
Sonunda inandılar.
Endlich glaubte.
Bunu o kadar çok tekrarladılar ki sonunda kendileri de inandılar.
Das hatte er so oft gehört, dass er es schließlich selbst glaubte.
Metin Diyadin: Çocuklar inandılar, mücadele ettiler.
Herrenkinder: Glauben- Gehorchen- Kämpfen.
Bana inandılar.
Sie haben mir geglaubt.
Sence bize inandılar mı?
Meinst du etwa, die haben dir geglaubt?
Hangi saçma öyküyü anlattıysan… sana inandılar çünkü önüme polis barikatı örüldü resmen.
Was immer für einen Schwachsinn du ihnen aufgetischt hast, sie glaubten dir, denn die Cops mauerten sofort.
Sana inandılar mı yani?
Sie haben dir geglaubt?
Kutsandığıma inandılar ve beni yanlarına kabul ettiler.
Sie glauben, ich sei gesegnet und haben mich aufgenommen.
Her kelimesine inandılar, değil mi?
Sie glauben jedes Wort, oder nicht?
Ona inandılar, bana değil.
Sie glauben ihm, nicht mir.
Onlara büyüdüğümü söyledim, inandılar. Saf, salak.
Ich sagte, ich sei erwachsen, und sie glaubten mir. Naiv, dumm.
Sonuçlar: 175, Zaman: 0.0493

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca