INCITMEK - Almanca'ya çeviri

wehtun
incitmek
zarar vermek
zarar
üzmek
acı
acıtabilir
canını yakmak
verletzen
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek
weh tun
zarar vermek
incitmek
acı
acıtabilir
ağrıyorsa
üzmek
canını yakmak
schaden
zarar
hasar
incitmek
wehzutun
zarar vermek
incitmek
canını yakmak
nichts antun
zarar vermek
incitmek
bir şey yapmana
etwas tun
bir şey yapmak
birşeyler yapmak
bir şeyi yapmak
zu verletzten
kränken
kırmak
gücendirmek
üzmek
kızdırmak
incitmek
incitirler
hakaret
verletzten
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek
verletzt
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek

Incitmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kimseyi incitmek istemem.
Ich will niemandem weh tun.
Çünkü insanları incitmek senin hobin.
Weil's Ihr Hobby ist, andern wehzutun.
Babamı kim incitmek ister düşünemiyorum.
Ich wüsste keinen, der meinem Vater schaden wollte.
Amaç insanları incitmek değil, onlara yardımcı olmak.
Sie sind nicht daran interessiert Menschen zu verletzten sondern ihnen zu helfen.
Onu incitmek istemiyorum.
Ich will ihr nichts antun.
Şey… Holden… Kimseyi incitmek istemiyorum.
Tja… Holden. Ich will niemandem wehtun.
Onu incitmek istemedim ama ne hissedeceğimi ben seçemem.
Aber ich konnte nichts Ich wollte ihn nicht verletzen.
Seni incitmek istemiyorum.
Ich will Ihnen nicht weh tun.
Ama eğer kızımı incitmek aklının ucundan bile geçerse… bundan pişman olacağına emin olabilirsin.
Aber wenn du nur daran denkst, meiner Tochter wehzutun, wirst du es bereuen.
Seni incitmek istememiştim.
Ich wollte dich nicht kränken.
Kralı incitmek istedim.
Ich wollte dem König schaden.
Clairei incitmek istemedim.
Ich wollte Claire nichts antun.
Neden seni incitmek istiyorlar?
Warum wollen die Ihnen etwas tun?
Ve sen beni incitmek istemiyorsun.
Und du willst mir nicht wehtun.
Niyetim Çin ve Kore halklarının duygularını incitmek değil'' dedi.
Es ist nicht meine Absicht, die Gefühle der Chinesen und Koreaner zu verletzten.".
Seni incitmek istemiyorum. Bana bak.
Sieh mich an. Ich will dir nicht weh tun.
Onu incitmek istemiyorum. Bu imkânsız.
Das ist unmöglich! Ich will ihn nicht verletzen.
İşiniz onu incitmek değil, onu korumak.
Ihre Aufgabe ist es, ihn zu beschützen, nicht ihm wehzutun.
Sence onu incitmek isteyen birileri olabilir mi?
Fällt Ihnen jemand ein, der ihm schaden wollte?
Onları incitmek istemiyorum.
Ich will Ihnen nichts antun.
Sonuçlar: 865, Zaman: 0.0464

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca