ITICI - Almanca'ya çeviri

abstoßend
iğrenç
itici
çirkin
tiksindirici
unattraktiv
çirkin
çekici
itici
impulsiv
fevri
düşüncesiz
dürtüsel
itici
fevri hareket eden biriydim
Antrieb
motoru
sürücü
tahrik
güç
unsympathisch
itici
sevimsiz
treibenden
abstoßenden
iğrenç
itici
çirkin
tiksindirici
unattraktivste
çirkin
çekici
itici
impulsive
fevri
düşüncesiz
dürtüsel
itici
fevri hareket eden biriydim

Itici Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ayrıca, o kadar da itici değilsin.
Übrigens, du bist nicht unattraktiv.
Hayatım, itici değilsin sen.
Süße, du bist nicht unsympathisch.
Demek istediğim, Sovyetler Birliğinin uluslararası terör ağında itici güç olduğuna asla inanmadılar.
Ich meine, sie glaubten nie, daß die Sowjetunion eine treibende Kraft im internationalen Terrornetzwerk sei.
aktif duygusal ve hatta itici insanlar tarafından seçilir.
Regel von Menschen aktiv, emotional gewählt und sogar impulsiv.
Kepek, omuzlarında, kıyafetlerde, itici ve hoş olmayan bir izlenim yaratıyor.
Schuppen streuen auf den Schultern, auf der Kleidung, schaffen einen abstoßenden und unangenehmen Eindruck.
Her projenin arkasındaki itici güçlerle özellikle ilgilendik.
Wir waren besonders an den treibenden Kräften hinter jedem Projekt interessiert.
Teşekkürler. Şaşırtıcı. Hiç bu kadar itici görünüp de bu kadar lezzetli olan bir şey yememiştim.
Erstaunlich, dass etwas so abstoßend aussehen und so köstlich schmecken kann. Danke.
Atmosferi, itici olarak kullanmayı diyorum.
Aber die Atmosphäre als Antrieb nutzen.
Salonumdaki münazarada başarısız oldum… ve insanlar beni itici buluyor.
Ich habe eine Hausdebatte verloren und man findet mich unsympathisch.
Obezite veya anoreksiya ikisi de aynı derecede itici.
Magersucht oder Fettleibigkeit sind schlicht unattraktiv.
RENK- Mobilite için itici güç.
RENK- treibende Kraft der Mobilität.
ama aşırı itici.
aber zu impulsiv.
Sen tüm hayatımda tanıdığım en itici adamsın. Hayır, eminim.
Nein ich bin sicher, dass Sie der unattraktivste Mann sind, Ich glaube… der mir je begegnet ist.
Bazen o itici güç siz olursunuz, işlerin yapılmasını sağlarsınız.
Manchmal wird man zur treibenden Kraft, damit alles glatt läuft.
böylesine ahlaksız ve itici bir zihine girmek.
etwas zu erforschen… wie deinen verdorbenen und abstoßenden Verstand.
Elindeki kayit cihaziyla konusuyor, ona, sisko, kel, itici, yasli Oharlie Kaufmanin Valeri Thomasla bir Hollywood restoraninda oturdugunu söylüyor.
Charlie Kaufman, fett, kahl, abstoßend, alt… sitzt in einem Lokal mit Valerie Thomas.
Su, tüm doğanın itici gücüdür.”.
Wasser ist die treibende Kraft aller Natur.".
Uyarılma durumundaki gençler, itici kararlar alma riski altındadır kadar kadar onların orta-20leri.
Junge Menschen in Situationen mit starker Erregung laufen Gefahr, impulsive Entscheidungen zu treffen bis zu ihre mittleren 20s.
Yok, kesinlikle eminim, sen hayatımda karşılaştığım… en itici erkeksin.
Nein ich bin sicher, dass Sie der unattraktivste Mann sind, der mir je begegnet ist.
Bu sistemler artık, tıbbi teknolojiden internet bankacılığına kadar hayatımızın itici gücünü oluşturmaktadır.
Solche Systeme sind heute die treibenden Kräfte unseres täglichen Lebens, von der Medizintechnik bis zum Internet-Banking.
Sonuçlar: 172, Zaman: 0.0467

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca