IZNINE - Almanca'ya çeviri

Erlaubnis
izin
izni olmadan
Genehmigung
onay
yetki
izni
izin
ruhsatı
Zustimmung
onay
rıza
kabul
izni
izin
onayınız
onaylama
Einwilligung
onay
izni
izin
rızasını
onayınız
über die Berechtigung
iznine
Genehmigungen
onay
yetki
izni
izin
ruhsatı
Arbeitserlaubnis
çalışma izni

Iznine Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Maliye Bakanlığının iznine bağlıdır.
Einwilligung des Finanzministeriums abhängig.
Bu ticari markanın kullanımı Google ın iznine tabidir.
Die Verwendung dieser Marke unterliegt Genehmigungen von Google.
Annemin iznine ihtiyacım yok.
Ich brauche die Erlaubnis meiner Mutter nicht.
Her tür ticari kullanım Mainz-Birgen ilçesinin yazılı iznine tabidir.
Jede gewerbliche Nutzung bedarf der vorherigen schriftlichen Zustimmung des Landkreises Mainz-Bingen.
Kesinlikle Güç, Fakat başkalarının işine ya da iznine ihtiyacın yok.
Es ist leicht zu benutzen und du benötigst keinerlei Genehmigung oder Überprüfung anderer.
Yine de Rheinmetall günün birinde hükümetin iznine ihtiyaç duyabilir.
Irgendwann wird Rheinmetall vielleicht dennoch Genehmigungen der Bundesregierung brauchen.
Senin iznine ihtiyacım yok kaltak!
Ich brauch deine Erlaubnis nicht!
Kimin iznine ihtiyacım var?
Wessen Erlaubnis brauche ich?
Gerçekten çok hoş ama senin iznine ihtiyacım yok.
Echt süß, aber ich brauche deine Erlaubnis nicht.
Sharonın Tony Hannaın iznine ihtiyacı yok.
Scharon braucht keine Erlaubnis von Toni Hanna.
Ben de yönetici editörüm ve iznine ihtiyacım yok.
Ich brauche deine Erlaubnis nicht.
Onu Emirimiz olarak yetiştirmek için onların iznine ihtiyacın var mı?
Brauchst du ihre Erlaubnis, ihn als unseren Ameer zu erziehen?
Ben yönetim editörüyüm ve senin iznine ihtiyacım yok.
Ich brauche deine Erlaubnis nicht.
Canım Çin yemeği yemek isterse senin iznine ihtiyacım yok.
Wenn ich Chinesisch Essen will, brauch ich nicht deine Erlaubnis.
Çünkü ben kendim geldim. Ah. Senin iznine ihtiyacım yok.
Ich brauche Ihre Erlaubnis nicht, da ich freiwillig kam.
Yaşında. Kimsenin iznine gerek yok.
Er ist 18, und er braucht keine Erlaubnis.
Senin veya Garynin iznine ihtiyacım yok.
Ich brauche deine oder Garys Erlaubnis nicht.
Hakimi ara ve arama iznine itiraz etmek için oraya gideceğini söyle.
Ruf den Richter an und sag ihm, dass du dabei bist, den Beschluss anzufechten.
Beş eyalette çalışma iznine sahip olduğumu biliyorsun.
Ich darf in fünf Staaten und in Guam praktizieren.
Ben de iznine ihtiyacım olmadığını söylemiştim.
Ich sagte, ich brauche keine Erlaubnis.
Sonuçlar: 148, Zaman: 0.0419

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca