JANEDEN - Almanca'ya çeviri

JANE
janei
janee

Janeden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Malekith, Aetherı Janeden söküp aldığında… açıkta ve savunmasız kalacak ben de hem Aetherı hem de Malekithi yok edeceğim.
Wenn Malekith den Äther aus Jane holt, ist er ungeschützt.
Janeden bir otopsi istemek istiyorum.
Ich möchte eine Autopsie von Jane anordnen.
Tüm resimlerim Janeden ilham almıştır
Alle meine Bilder sind von Jane inspiriert, weil sie das Einzige ist,
Janeden her zaman Salı günleri mektup alırız. Bildiğiniz gibi bugün Perşembe!
Wir bekommen immer dienstags einen Brief von Jane, und heute ist doch Donnerstag!
Ve Janeden özür dile lütfen.
Und bitte entschuldige dich bei Jane.
Janeden hala haber yok mu?
Immer noch kein Wort von Jane?
Sakin ol, adresi Janeden aldım.
Entspann dich, ich habe die Adresse von Jane.
Eminim Roger da ortak olmuştur. Janeden.
Und Roger, da bin ich sicher. Von Jane.
bu sabah Janeden bir mektup aldık.
wir haben wirklich einen Brief von Jane bekommen.
Hayır. Peki ya Janeden ne haber?
Was ist mit Jane? Nein?
Ama sonra izleyiciler üzerinde test ettiklerinde, Janeden daha çok dikkat çektiğimi fark etmişler.
Aber beim Publikumstest wurde bemerkt, dass ich von Jane ablenke.
Rüyamda elimdeki mühür… Janeden geliyordu.
In meinem Traum kam das Siegel von Jane.
Bir de Rogerdan. Janeden.
Von Jane. Und von Roger.
Oh, Janeden geliyor.
Oh, er ist von Jane.
o yüzden Bay Janeden yerine oturmasını isteyeceğim.
also werde ich Mr. Jane nochmals bitten, sich wieder hinzusetzen. Tut mir leid.
sanırım Janeden almamız ve ulaşmamız gereken bir ipucumuz var. yoksul olmanın sıradan olmak anlamanı gelmediğini bilmek.
es uns wohl anstehen würde, eine Anregung von Jane zu übernehmen und die Hand auszustrecken, und uns klar zu machen, dass arm sein nicht bedeutet, durchschnittlich zu sein.
Ve Knightley sık sık Janenin daha iyi bir enstrüman hak ettiğini söylemiştir.
Knightley hat öfters gesagt, Jane verdiene ein besseres Instrument.
Janenin ayrılmasından bahsetmiştim.
Ich meinte, dass Jane geht.
Peg, Jâne sen olsan, inan bana eşcinsel olurdum.
Peg, wärst du Jane, glaub mir, er wäre es.
Jane, seni tanımak istiyorum.
Jane, ich will dich kennenlernen.
Sonuçlar: 52, Zaman: 0.0597

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca