JOSHUANIN - Almanca'ya çeviri

Joshuanın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Joshuanın annesiyim.
Joshuas Mutter.
Claudia, Joshuanın deneyini yalnız başına… tekrar etmeyi mi denedin?
Claudia, hast du allein versucht, Joshuas Experiment nachzubauen?
Burası Joshuanın bölümü mü?
Ist das Joshuas Abteilung?
Joshuanın son hatırladığı şey,
Joshuas letzte Erinnerung ist,
Joshuanın başına gelenleri anlattın mı onlara?
Haben Sie ihnen davon erzählt, was mit Joshua passiert ist?
Baskı Joshuanın üzerinde olacak''.
Der Druck liegt bei Joshua.
Joshuanın epostalarıyla bağlantılı olan şeyleri bulmaya çalışıyordum.
Ich habe versucht, jegliche Aktivitäten, die mit Joshuas Email zusammenhängen, zu finden.
Bu, Joshuanın yurt dışı hesaplarını açıklıyor.
Das erklärt Joshuas Konten im Ausland.
Bu da Joshuanın kitabında anlatılmıştır.
Das beschreibt das Buch Josua.
Burada Joshuanın sesini duyuyorsunuz.
Dann hörte er die Stimme von Joshua.
Joshuanın babası kim?
Wer ist Joshuas Vater?
Bundan dört ay önce, Miamide Joshuanın eşi vahşi bir şekilde öldürüldü.
Joshuas Frau wurde vor 4 Monaten in ihrem Haus in Miami brutal ermordet.
Lütfen. Evet, Joshuanın da işine yaramamıştı.
Bitte. Ja, bei Joshua hat es auch nie funktioniert.
Bu olayın tanıdık gelen bir yönü daha var… ve Joshuanın Borazanıyla ilgili değil. Artie?
Und es ist nicht Josuas Trompete. Artie? Irgendwas kommt mir da noch bekannt vor,?
Lakabı Smurf olan Janine, Joshuanın büyükannesi.
Angeführt wird der Clan von Janine, genannt Smurf, Joshs Großmutter.
Eğer sen olmasaydın… Tara ile Joshuanın ayrılıp ayrılmama meselesini nasıl idare ederdim bilmiyorum.
Wenn du nicht bei mir wärst, wäre ich mir nicht sicher, wie ich damit umgehen könnte, ob Tara sich von Joshua trennen wird oder nicht.
Belki de Ivanın Joshuanın sandviçini aldığı için kötü olduğunu düşünmesi şaşırtıcı değil. Çünkü Ivanın Joshuanın sandviçini alma nedenini kendi kirli sandviçini yemek istememe sanıyor.
Das ist wahrscheinlich nicht überraschend, da er Ivan für gemein hält, weil er Joshuas Sandwich genommen hat. Denn er nimmt an, Ivan habe Joshuas Brot nur genommen, um nicht sein eigenes verschmutztes Brot essen zu müssen.
Çünkü O, Joshuaya Jericho Savaşını kazanması için yardım etti.
Er half Joshua, den Kampf von Jericho auszustehen.
Arkadaşım Joshuaya merhaba de.
Das ist mein Freund Joshua.
Sen Joshuasın, değil mi?
Du bist also Joshua, stimmt's?
Sonuçlar: 67, Zaman: 0.0421

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca