KABULLENME - Almanca'ya çeviri

Akzeptanz
kabul
kabullenmek
zu akzeptieren
kabul etmek
kabul
kabullenmek
benimsemek
hinzunehmen
kabul
kabul etmek
katlanmak
kabullenmek
buna razı
uğranmamıştır

Kabullenme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kabullenme hakkında konuşmuştuk.
Wir haben über Akzeptanz gesprochen.
Kabullenme. Bu son aşama da, sizin durumunuzda umutlu olmak ve… birbirini desteklemektir.
Diese letzte Phase… Nun ja, in Ihrer Situation, die Hoffnung nicht zu verlieren. Annahme.
Kabullenme beşinci aşamadır.
Akzeptanz ist Phase fünf.
Bu kabullenme kavramına niye takılıp kaldık?
An diesem Gedanken der Akzeptanz? Warum hängen wir so?
Kabullenme, ayrılığın ardından iyileşmenin en kesin yoludur.
Die Akzeptanz ist der entscheidende Weg, um sich nach einer Trennung zu erholen.
Kabullenme tehlikesini ortaya koymaktadır.
Das gefährdet die Akzeptanz.
Ayrıca kabullenme ve şefkatli olmak,
Ebenso helfen uns Akzeptanz und Mitgefühl dabei, uns realistische
Belirsizliği ya da bilinmeyeni kabullenme şeklimiz duygusal durumumuzda bir çukur yaratabilir.
Das Akzeptieren von Ungewissheit oder dem Unbekannten kann eine„Delle“ in unserem emotionalen Zustand verursachen.
Kabullenme Mısırda bir nehir değildir.
Rationalisierung ist nicht nur ein Fluss in Ägypten.
Hukuki tanıma ve kabullenme, bu tarz ırkçılığa karşı en ideal korumadır.
Anerkennung und Akzeptanz ist der optimale Schutz vor Rassismus dieser Couleur.
Kabullenme gereklidir.
Bewilligung notwendig.
Kabullenme gücü değiştiremeyeceğiniz bir şeydir sihirli büyü tozu, tek boynuzlu atlar ve saire.
Die Stärke, das hinzunehmen, was ihr nicht ändern könnt, magische Feenkräfte, Einhörner und so weiter.
Öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme.
Zorn, Verhandeln, Depression, Zustimmung.
Ile 91 arasındaki bu fark kabullenme politikamızı açıklıyor.
Diese Differenz zwischen 91 und 96 erklärt unsere Politik der Resignation.
Yani, bütün suçu kabullenme şeklin.
Ich meine, wie du eloquent alle Schuld akzeptiert hast.
Sonra öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme.
Zorn, Verhandeln, Depression, Zustimmung.
Manevi birlik, Tanrıyı kabullenme tecrübemize getirir.
Spiritueller Einheit bringt Gott in unsere Erfahrung von Akzeptanz.
Endişelenme, çünkü bugün ben de kabullenme aşamasına girmeye karar verdim.
Mach dir keine Sorgen, denn heute habe ich beschlossen, ebenfalls das Stadium der Akzeptanz zu betreten.
Sen Ona Aşıksın( Kabullenme).
Du liebst seine(ihre; Sg. fem.).
Kültürü kabullenme.
Kultur akzeptieren".
Sonuçlar: 85, Zaman: 0.5892

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca