Kaypak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ajanları bilirsin, kaypak, küçük kızlar gurubu.
Kaypak ve kaygan bir yoldur.
İlişkilerinin temelini sevginin kaypak doğası değil arkadaşlıkları oluşturuyor demişti.
yağcı, kaypak.
İşaretler vardı, benim kaypak arkadaşım.
Bilmeni isterim ki bu kaypak dünyada, sen benim için masumiyet tüm güzellik
Turist sezonu açılınca tüm dünyadan ziyaretçiler, Kaypak Feribotla gelip güneşin temiz havanın füme uskumrunun tadını çıkarırlar.
Lordum, sizden en ufak bir isaret gelseydi… biri bana nerede oldugunuzu fisildasaydi… isaretler vardi, benim kaypak arkadasim.
O akıllı, sen de kaypaksın… yani, gözüm ikinizin de üstünde olsa iyi olur.
Çok kaypaksın, değil mi Julian?
Bu olsa olsa siyasi kaypaklıktır, başka bir şey değil.
Yani, internet kaypaklık dışındaki, daire bizim için neredeyse mükemmel bir uyum vardı.
Kral Leopold yılanbalığıyla dolu bir fıçı gibi kaypaktır.
Daha değil. Neimoidialılar çok kaypaktır ama Jedi onu zayıflatacaktır.
ama onun kaypaklık göz ardı edilemez.
Tipik bir İngiliz kaypaklığı.
Kral Leopold yılanbalığıyla dolu bir fıçı gibi kaypaktır.
ilk ifadeleri kaypaklık gösteriyor.
Ateş kaypaktır.
Bunu bir babanın arayışından ziyade gerçeğin acayipliği ve de hafızanın kaypaklığının arayışı olarak mı tanımlıyorsun?