KIBIRLI - Almanca'ya çeviri

arrogant
küstah
kibirli
kendini beğenmiş
ukalâ
stolz
gurur
mağrur
gururlandırıyor
eitel
boş
kibirli
gösterişçi
boşuna
gururlu
boşa
beyhude
hochnäsig
kibirli
ukala
burnu havada
hochmütigen
büyüklük tasladınız
kibirli
mağrur
böbürlendiler
büyüklendiler
eingebildet
kibirli
hayali
kendini beğenmiş
überheblich
kibirli
küstah
üstün
kendini beğenmiş
gösterişçi
Arroganz
kibir
küstahlık
anmaßende
küstah
ukala
kibirlidir
gösterişçi
iddialı
kasıntı
eingebildeter
kibirli
hayali
kendini beğenmiş
übermütig
verbohrter
pompöser

Kibirli Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Şeytan, kendi hayvansal ve kibirli doğasına göre yaşayan insanın sembolüdür.
Der Teufel ist gemäss seiner eigenen tierischen und hochmütigen Natur das Symbol des lebenden Menschen.
güvensiz, kibirli, sığ, sarışın ve ilgiye muhtaçtı.
Unsicher, eitel, oberflächlich, blond, bedürftig.
Kibirli ve umursamaz.
Stolz und unwissend.
Kendisi zekiydi. Ve kibirli.
Er war intelligent und arrogant.
Daphne, söylesene… sence biz züppe, kibirli ve küçümseyici kişiler miyiz?
Daphne, sagen Sie, finden Sie uns versnobt, überheblich und herablassend?
Ama siz kızlar hiçbir zaman ona karşı kibirli olmamalısınız.
Natürlich nicht, meine Liebe. Ihr Mädchen solltet nie hochnäsig gegen sie sein.
Kibirli görünmek istemem ama sanırım Bay Kaplumbağa bana bakıp dudaklarını yaladı.
Und leckte sich dabei die Lippen. Ich möchte nicht eingebildet wirken, aber Mr. Turtle sah mich vorhin an.
Kibirli,… gereğinden fazla değerli kötü sözcük oyunlarından sakınılmalı. Özellikle eğer birisi sınıfıma kabul edilmek istiyorsa.
Anmaßende, schlechte Wortspiele… sind zu vermeiden, besonders wenn jemand in meine Klasse… aufgenommen werden will.
Onu kibirli, açgözlü, şehvet düşkünü, tembel falan yapıyorum.
Ich mache ihn eitel, gierig, wollüstig, faul.
Siz böyle kibirli değildiniz, hanımım.
Solche Arroganz wird nicht Sie, meine Dame.
Inanılmaz kılıç yeteneğiyle çok kibirli ve soğuktur.
Er ist stolz und unnahbar, ein Meister des Schwertes.
Bu adam kibirli.
Der Typ ist arrogant.
Maddy! Maddy, mağrur ve kibirli göğüslerin… Anne.
Maddy, Ihre stolzen, hochmütigen Brüste.
Tanrım, Tanrım, bunu yüksek sesle dışarı söyleyerek kibirli geliyor.
Oh Gott! Das zu sagen, klingt überheblich.
Kibirli genç köpek yavrusu!
Eingebildeter junger Schnösel!
Emma, kibirli görünmek istemem ama sence nasılım?
Emma, ich will nicht eingebildet klingen, aber wie seh ich aus?
Küstah ve kibirli İtalyanlar fiyatları yükseltti.
Dieser dreiste und anmaßende Italiener hat die Stehplatzpreise auf einen Pfund
Ve kibirli.
Und eitel.
Çok kibirli.
Er ist arrogant.
Harika bir öğrenciydi ama kibirli ve dikbaşlıydı.
Ein brillanter Student, aber stolz und eigensinnig.
Sonuçlar: 398, Zaman: 0.1065

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca