Kibriti Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir Pops menüsü ve bir La Bonne Nuit kibriti koyuyorum.
Bu kibriti görüyormusun, Bay Clifford?
Yusuf paketle kibriti uzattı.
Tobi reichte ihm eine Packung Streichhölzer.Sonra da kibriti kullan.
Dann einfach ein Streichholz dranhalten.Bir keresinde amcamın oğlu kibriti mutfaktan almış.
Ihr 13-jähriger Sohn nimmt Streichhölzer aus dem Küchenschrank.Riddler da kibriti.
Und Riddler ist das Streichholz.Dik bir sandalya oluşturmak için 2 kibriti hareket ettir.
Bewege 2 Streichhölzer, um einen aufrechten Stuhl zu erstellen.Çabuk ol! Gaz açık! Kibriti at!
Beeil' dich, das Gas ist an, wirf' das Streichholz rein!Kibriti görüyor musun?
Kibriti olan var mı?
Bize şimdi kibriti ver ve biz de sana sarı pantolon verelim, tamam?
Bana da kibriti yaktığımda içeride mi, dışarıda mı olacağıma karar vermek düşüyor galiba.
Ich muss entscheiden, ob ich drinnen oder draußen sein will, wenn ich das Streichholz anzünde.Ona kibriti yakıp anahtarı bulup kapıyı açabileceğini söyle.
Sag ihr, sie kann das Streichholz anzünden, um Chan, kibriti getir!
Kibriti ver dedim!
Gib mir die Streichhölzer!Kibriti olan var mı sigara içmek için bir ev açabilirsiniz.
Jeder mit einem Streichholz kann Kibriti olan herkes bir evi dumana dönüştürebilir.
Jeder mit einem Streichholz kann Kibriti olan var mı?
Hat hier jemand ein Streichholz?Kibriti İlk Kim Bulmuştur?
Wer hat als Erster keine Streichhölzer mehr?Ayaklarınızda kibriti tutuşturdukları zaman el ve ayaklarınızın bağlı olması nasıldı?
Wie war es an Händen und Füßen gefesselt zu sein als sie das Streichholz an deinen Füßen angezündet haben?
