Kokpite Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kokpite hoş geldiniz Tabii ki!
Bir yolcu kokpite girmeye çalıştı.
Bir yolcu kokpite girmeye çalıştı.
Genç Anakin Skywalkerı kokpite oturt ve gözlüklerini indirerek yarışa hazırlan.
Daha önce hiç kokpite girdin mi?
Kokpite girmek istedi ancak mürettebat engelledi.
Kokpite giriş yapılamaz ama kontrol hatlarının birçoğu buradan çalışıyor, o zaman.
Kokpite girilmez küçük hanım! -Öyle mi?
Diğer grup daha önce hiç kokpite girmemiş.
Bunun için hepiniz önce asker olup daha sonra kokpite girmeyi hak edeceksiniz.
Bir saniye bekle, kokpite gidiyorum.
Çekirdek arkadaki bilgisayarın bir parçası olmalı.- Kokpite yaklaşıyorum.
Daha önce hiç kokpite girmemiştim.
Glassı bulup, sakinleştirici vurup, kokpite geri getireceğim.
Oyuncular için yapılmış bir kokpite benziyor.
Oturma pozisyonu bisiklet selesine bağlı değil, şasi yüksekliğine ve kokpite bağlı.
İyi, eğer o, Tanrının kokpite hediyesi değilse.
Bu şartlar altında kendimi kokpite kilitleyip Heathrowa doğru devam etmem yönünde talimat aldım.
Ayrıca sigortacı olduğunu iddia eden birinin kokpite girmesine izin verdim çünkü bana durumu halledebileceğine söz verdi.
Son günler sanki bir çocuk kokpite girmiş ve önündeki bütün düğmelere basıyormuş gibi geçti.