Koltuğunu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Güle güle. Koltuğunu değiştirdi.
Bu arada, Crate koltuğunu çaldı.
O fotoğraflar medyaya sızdığı an koltuğunu kaybedersin.
Ama kendi koltuğunu alması gerek.
Calvin Chadwick senatodaki koltuğunu kazanacak.
Tamam ama koltuğunu alıyorum.
Babam öldüğünde… koltuğunu ablama bıraktı.
Hisselerini ve kuruldaki koltuğunu kaybedeceksin.
SP, dört yıl önce kaybedilen üçüncü koltuğunu tekrar ele geçirme şansına sahip.
Bu kendisinin Avrupa Parlamentosundaki koltuğunu kaybetmesine neden oldu.
Ülkenin siyasi liderliği Malcolm Turnbullun Başbakanlık koltuğunu kaybetmesiyle değişti.
Hurley, oradaki birinci-sınıf koltuğunu getir bana.
Şu anda ikisi de koltuğunu kaybetti.
Bir yıl sonra koltuğunu kaybetti.
Bugün de Koltuğunu kırmışlar.
Yine kaptanın koltuğunu koklarken yakalandım.
Bunun sorumlusu olan birçoğunuz koltuğunu kaybetme tehlikesine girecek.
Koltuğunu dik duruma getirmesini söylediğim zaman… bunu mu dedi?
Koltuğunu birazcık öne çeker misin Nyla?
Koltuğunu senin kadar ben de kazandım sonuçta.