KOLTUĞUNU - Almanca'ya çeviri

Sitz
koltuk
otur
merkezi
yeri
sandalye
oturacağım
koltuklar
Stuhl
sandalye
koltuk
dışkı
tabure
Platz
yeri
yer
alan
meydanı
koltuk
oda
sırada
boşluk
kare
yerin
Sessel
koltuk
sandalye
koltuklar
Couch
kanepe
koltuk
divan
Sitzplätze
koltuk
yeri
oturma
Sofa
kanepe
koltuk
divan
kanape

Koltuğunu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Güle güle. Koltuğunu değiştirdi.
Tschüss. Er wechselte den Platz.
Bu arada, Crate koltuğunu çaldı.
Übrigens, Crate hat dir den Stuhl geklaut.
O fotoğraflar medyaya sızdığı an koltuğunu kaybedersin.
Du verlierst deinen Sitz, sobald die Fotos durchsickern.
Ama kendi koltuğunu alması gerek.
Aber sie besorgt sich'nen eigenen Stuhl.
Calvin Chadwick senatodaki koltuğunu kazanacak.
Calvin Chadwick erhält einen Sitz im Senat.
Tamam ama koltuğunu alıyorum.
Okay, aber ich behalte den Stuhl.
Babam öldüğünde… koltuğunu ablama bıraktı.
Als mein Vater starb… vermachte er IHR den Sitz.
Hisselerini ve kuruldaki koltuğunu kaybedeceksin.
Du verlierst deine Anteile und deinen Sitz im Vorstand.
SP, dört yıl önce kaybedilen üçüncü koltuğunu tekrar ele geçirme şansına sahip.
Die SP hat gute Chancen ihren dritten Sitz zurückzuerobern, der vor vier Jahren verloren ging.
Bu kendisinin Avrupa Parlamentosundaki koltuğunu kaybetmesine neden oldu.
So soll er seinen Sitz im Parlament verlieren.
Ülkenin siyasi liderliği Malcolm Turnbullun Başbakanlık koltuğunu kaybetmesiyle değişti.
Die politische Führung des Landes hat sich geändert, als Malcolm Turnbull den Sitz des Premierministers verlor.
Hurley, oradaki birinci-sınıf koltuğunu getir bana.
Hurley, hol mir den Erste-Klasse Sitz von da oben.
Şu anda ikisi de koltuğunu kaybetti.
Beide haben einen Sitz verloren.
Bir yıl sonra koltuğunu kaybetti.
Vier Jahre später verlor sie einen Sitz.
Bugün de Koltuğunu kırmışlar.
Heute haben sie ihren Sitz in Ruhrort.
Yine kaptanın koltuğunu koklarken yakalandım.
Wurde beim Beschnüffeln des Stuhls vom Captain erwischt.
Bunun sorumlusu olan birçoğunuz koltuğunu kaybetme tehlikesine girecek.
Dann laufen viele von Ihnen Gefahr, Ihre Sitze zu verlieren.
Koltuğunu dik duruma getirmesini söylediğim zaman… bunu mu dedi?
Seinen Tisch senkrecht zu stellen… sagte er,"Den auch"?
Koltuğunu birazcık öne çeker misin Nyla?
Nyla, rutsch bitte mit dem Sitz etwas vor?
Koltuğunu senin kadar ben de kazandım sonuçta.
Dein Posten ist genauso mein Verdienst.
Sonuçlar: 85, Zaman: 0.0461

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca