KONUŞMAYACAK - Almanca'ya çeviri

redet
konuşmak
konuşuyor
söz
bahsetmek
hakkında konuşmalıyız
konuşabilir miyiz
hakkında konuşmak istiyorum
spricht
konuşmak
görüşmek
konuşuyor
konuşur
söz
bahsetmek
hakkında konuşalım
konuşabilir miyim
görüşebilir miyim
hakkında konuşmak istiyorum
reden
konuşmak
konuşuyor
söz
bahsetmek
hakkında konuşmalıyız
konuşabilir miyiz
hakkında konuşmak istiyorum
sprechen
konuşmak
görüşmek
konuşuyor
konuşur
söz
bahsetmek
hakkında konuşalım
konuşabilir miyim
görüşebilir miyim
hakkında konuşmak istiyorum

Konuşmayacak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sen benimle anlaşma yapmadan kimse konuşmayacak.
Niemand spricht, bis wir uns einigen.
Benimle bir daha konuşmayacak mısın?
Willst du nie mehr mit mir reden?
Kimse konuşmayacak.
Niemand redet!
Artık kimse konuşmayacak!
Niemand spricht mehr!
Tobias, kalıp bu konuda konuşmayacak mısın?
Tobias, willst du nicht bleiben und darüber reden?
Bundan 10 sene sonra kimse oynatılan futbolu konuşmayacak.
Von einem durchschnittlichen Fußballer redet nach zehn Jahren niemand mehr.
Kimse Griffinle konuşmayacak.
Keiner spricht mit Griffin.
Kimse ayrılmayacak, kimse konuşmayacak.
Niemand bricht zusammen, niemand redet.
Benden başka kimse Jenkins ile konuşmayacak.
Niemand außer mir spricht mit Jenkins.
Kimse seninle konuşmayacak!
Mit dir redet nie jemand!
Yani konuşmayacak, sakız çiğnemeyecek,
Also keine Gespräche, kein Kaugummi, kein ungebührliches Benehmen,
Justin konuşmayacak, çünkü arkadaşı kadar sert biri olduğunu kanıtlaması gerek.
Justin will beweisen, dass er so tough ist wie sein Freund.
Whitney benimle konuşmayacak, kaynanam adamı öldürür.
Whitney spricht nicht mit mir, meine Schwiegermutter aggressiv.
Benimle konuşmayacak bir daha.
Sie redet nie wieder mit mir.
Konuşmayacak. Ona'' Şaşırtmaca'' yapmayı dene.
Er wird nicht reden. Versuchen Sie, ihn reinzulegen.
Konuşmayacak. Onu nerede tutuyorsunuz!
Sie redet nicht. Wo ist sie?
Sessiz kalacak, konuşmayacak, bağırmayacak ki… diğer adamlar gibi ölmesin.
Er bleibt ruhig, kein Reden, kein Schreien.
Konuşmayacak mısın, Bartowski?
Du willst nicht reden, Bartowski?
Konuşmayacak mısın, Bartowski?
Sie wollen nicht reden, Bartowski?
Konuşmayacak. Ben yarım saat boyunca konuşmaya çalışıyordum.
Er redet nicht. Ich versuche es seit 30 Minuten.
Sonuçlar: 94, Zaman: 0.0338

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca