KRAKER - Almanca'ya çeviri

Cracker
kraker
bisküvileri
bir cracker
Brezel
kraker
simit
pretzel
bir pretzel
Brezeln
kraker
simit
pretzel
bir pretzel
Kekse
kurabiye
bisküvi
kraker
mercimek
Kräcker
Bretzeln
kraker
Keks
kurabiye
bisküvi
kraker
mercimek
Crackern
kraker
bisküvileri
bir cracker
Crackers
kraker
bisküvileri
bir cracker
Salzbrezeln
ne Bretzel

Kraker Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Yiyecek( konserve gıda, kraker, vb), beslenme takviyesi içecek, su( 600 mL x 10,008 şişe).
Food(Konserven, Kekse, etc.), Ernährung-Ergänzung Getränk, Wasser(600 mL x 10,008 Flaschen).
Al sana kraker, cici Polly?
Willst du einen Keks, Papageichen?
Süt, kraker, martini zeytini.
Milch, brezel, martini oliven.
Helen sana kraker alacağını söyledi!
Helen hat gesagt, sie gibt dir Cracker.
Süt ve kraker falan yok.
Keine Milch und keine Kräcker.
North Dakotada bira ve kraker aynı anda servis edilemez.
In North Dakota dürfen nicht gleichzeitig Bier und Brezeln serviert werden.
Kızım şişmanlardı. Eğer sözler kraker olsaydı.
Wenn Versprechen Kekse wären, wäre meine Tochter fett.
Kaç kişi bir kraker yiyor da bunun gerçekten İsanın bedeninden olduğuna inanıyor?
Wie viele fressen einen Keks und glauben, er sei der Leib Christi?
Ben de kraker istiyorum!
Ich will auch eine Brezel.
Üç değil, dört değil tam beş çeşit aslanlar gibi peynir yanına iyi giden kraker.
Nicht vier, sondern fünf verschiedenen Arten von kräftigen, Käse-Tragenden Crackern herum?
Karışık kraker yok.
Und kein aussortierten Crackers.
Bana kraker lazım.
Ich brauche Cracker.
Peynir, kraker ve ucunda atıştırmalık olan kürdanlar olsun.
Dazu Käse, Kräcker und Zahnstocher mit Plastikfähnchen.
North Dakotada bira ve kraker aynı anda servis edilemez.
In North Dakota nicht gleichzeitg Bier und Brezeln serviert werden dürfen.
Söz veriyorum parayı alır almaz… Sözler kraker olsaydı, kızım şişmanlardı.
Wenn Versprechen Kekse wären, wäre meine Tochter fett.- Ich verspreche, sobald ich den.
Tavşancık kraker ister mi?
Will mein Häschen einen Keks?
Kraker getirmemi ister misin?
Ja, ich soll dir eine Brezel mitbringen?
Çok leziz. ve viski versek ya. Her seyirciye Ritz Kraker.
Wie wär's mit Ritz Crackern und Whisky für alle im Publikum? Lecker.
Kraker olabilir veya kanepe dolgusu.
Cracker oder Kissenfüllung.
Çorbanızın yanına kraker ister misiniz?
Möchten Sie einen Kräcker mit Ihrer Suppe?
Sonuçlar: 310, Zaman: 0.0395

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca