KRUPIYE - Almanca'ya çeviri

Croupier
krupiye
kurpiyer
dağıtıcıda
bir krupiyer
Dealer
satıcı
dağıtıcı
krupiye
bayi
torbacı
Geber
bağışçılar
veren
dağıtan
vericiler
krupiye
aktarıcı
Kartengeber
dağıtıcı
krupiye

Krupiye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Nasıl hissediyorsun, Krupiye?
Wie geht's dir, Dealer?
Hepsi birer rakam'' diye düşündü krupiye.
Alles hat mit Zahlen zu tun, dachte der Croupier.
Affet bu seferlik, krupiye.
Vergiss es, Dealer.
Top yuvaların üzerine düşmeden birkaç dakika önce, krupiye“ Artık bahis yok” diyecektir.
Nur wenige Augenblicke bevor der Ball über die Slots fällt, sagt der Croupier"keine Wetten mehr".
Gazinoda. Krupiye, kumarhane çalışanı olarak.
In einem Kasino als Croupier, Kartengeber.
Yoksa krupiye mi?
Oder ein Blackjack-Dealer?
Sizi bekliyorduk. Krupiye sen misin?
Wir warten. Du bist die Kartengeberin?
Krupiye sadece işini yapıyor.
Der Stickman macht nur seine Arbeit.
Yedi oyuncu, krupiye.
Sieben Spieler, die Dealerin.
Kalmak istiyorum bu şehri gerçekten seviyorum… krupiye olmak istiyorum bence Atlantic City muhteşem.
Ich will es hier zu etwas bringen, Geberin werden. Ich finde Atlantic City toll.
Krupiye veya satıcı, rulet çarkının eğrilmesinden sorumlu olan kişidir
Der Croupier oder Dealer ist die Person, die für das Drehen des Roulette-Rads verantwortlich ist
Bir duraklama sonrasında, krupiye, son iki genel kartı(“ Dönüş” ve“ Nehir” adı verilir) dağıtır.
Nach einer einer erneuten Pause gibt der Dealer die zwei letzten Gemeinschaftskarten(genannt"Turn" und"River" aus).
stüdyodaki teknik arıza veya krupiye hatası).
technisches Versagen im Studio oder ein Fehler des Dealers).
Senin, krupiyenin, ve hizmetçilerin parasını toplayınca bu oyundan çok para alıyorsun.
Ihr verdient schön am Spiel. Du, die Dealer und das Servicepersonal.
Krupiyede 20 var.
Der Croupier hat 20.
Senin, krupiyenin, ve hizmetçilerin parasını toplayınca bu oyundan çok para alıyorsun.
Du, die Dealer und der Service, ihr macht eine Menge Kohle.
Buradaki krupiyeler hakiki kumarhanelerden gelmiş olmalı.
Die Geber hier müssen aus echten Casinos kommen.
Senin, krupiyenin, ve hizmetçilerin parasını toplayınca bu oyundan çok para alıyorsun.
Du, die Dealer und das Servicepersonal, ihr verdient schön am Spiel.
Krupiyeden daha mı yakınsınız?
Bist du näher als der croupier?
Bildiğin üzere 21 krupiyesi olmak benim en büyük hayalim.
Es war immer mein Traum, Kartengeber beim Blackjack zu sein.
Sonuçlar: 65, Zaman: 0.0467

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca